Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2015/28034 E. 2018/6492 K. 13.03.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/28034
KARAR NO : 2018/6492
KARAR TARİHİ : 13.03.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde ofset ustası olarak çalıştığını, aylık ücretinin 1.000,00 TL olduğunu, iş sözleşmesinin ücret ve diğer haklarının ödenmemesi sebebiyle davacı tarafından haklı sebeple feshedildiğini ileri sürerek, fazla çalışma ücreti, ödenmeyen ücret alacağı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, yasal süresi içinde taraf vekillerince temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında davacı işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununda 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir. Kanunun kabul ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit aralıklı zaman dilimlerine, dönemlere uyularak ödenmelidir. Yukarıda değinilen Yasa maddesinde bu süre en çok bir ay olarak belirtilmiştir.
İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, Borçlar Kanunun 323 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 401. maddesinde de, işverenin işçiye sözleşmede veya toplu iş sözleşmesinde belirlenen; sözleşmede hüküm bulunmayan hallerde ise asgari ücretten az olmamak kaydıyla emsal ücreti ödemekle yükümlü olduğu düzenlenmiştir.
4857 sayılı Yasanın 8. maddesinde, işçi ile işveren arasında yazılı iş sözleşmesi yapılmayan hallerde en geç iki ay içinde işçiye çalışma koşullarını, temel ücret ve varsa eklerini, ücret ödeme zamanını belirten bir belgenin verilmesi zorunlu tutulmuştur. Aynı Yasanın 37. maddesinde, işçi ücretlerinin işyerinde ödenmesi ya da banka hesabına yatırılması hallerinde, ücret hesap pusulası türünde bir belgenin işçiye verilmesinin zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır. Usulünce düzenlenmiş olan bu tür belgeler, işçinin ücreti noktasında işverenden sadır olan yazılı delil niteliğindedir. Kişi kendi muvazaasına dayanamayacağından, belgenin muvazaalı biçimde işçinin isteği üzerine verildiği iddiası işverence ileri sürülemez. Ancak böyle bir husus ileri sürülsün ya da sürülmesin, muvazaa olgusu mahkemece resen araştırılmalıdır. (Yargıtay 9.HD. 23.9.2008 gün 2007/27217 E, 2008/24515 K.).
Somut uyuşmazlıkta davacı aylık ücretinin 1.000,00 TL olduğunu ileri sürmüş, davacı tanıkları ise davacının ücretinin asgari ücret olduğunu ifade etmiştir. Mahkemece, emsal ücret araştırmasının sonucuna göre, davacının aylık ücretinin net 1.000,00 TL olduğu kabul edilmiştir. Ne var ki, davacı .. 4. İş Mahkemesinin 2011/1124 esasına kayıtlı olarak hizmet tespiti davası açmış olup, anılan davada verilen karar.. 10. Hukuk Dairesinin 29.01.2015 tarihli ilamı ile düzeltilerek onanmak suretiyle kesinleşmiştir. Kesinleşen hizmet tespiti kararının hüküm kısmında açıkça, davacının davalıya ait işyerinde “asgari ücret” ile çalıştığı ifade edilmekte olup; aynı işverene yöneltilen alacak davasında da, davacının ücretinin asgari ücret olarak kabulü gerekmektedir. Mahkemece kesinleşen dosyada belirlenen ücret miktarına itibar edilerek, ücretin asgari ücret olarak kabulü gerektiği gözetilmeden, emsal ücret araştırmasına göre sonuca gidilmesi hatalı olduğundan, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
3-Taraflar arasında davacının fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram genel tatil ücretine hak kazanıp kazanmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davacı davalıya ait işyerinde hafta tatili günleri de dahil olmak üzere 07.00-23.00 saatleri arasında çalıştığını, ayrıca resmi ve dini bayramlarda da çalıştığı ileri sürmüş olup, mahkemece davacının fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını ispatlayamadığı gerekçesiyle anılan taleplerin reddine karar verilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının 26.11.2006-26.02.2008 tarihleri arasında askerde olduğu, davacı tanıklarının davacının askerlik dönüşü olan 2008 yılından sonraki döneme ilişkin çalışmasını bilmediği, askerlik öncesi çalışmaları yönünden ise tanık anlatımlarına göre fazla çalışmasının bulunmadığı ifade edilmiştir. Ancak dosya kapsamından, davacı tanıklarının işyerinde davacı ile birlikte çalıştıkları süre net olarak anlaşılamamakta olup, gerekirse tanıkların sosyal güvenlik kayıtları da getirtilmek suretiyle, tanıkların davacı ile birlikte çalıştıkları süre açıklığa kavuşturulduktan sonra, tanıkların anlatımları ile tüm deliller yeniden değerlendirilerek, davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı konusunda bir sonuca varılmalıdır. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.