Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2015/27842 E. 2015/29273 K. 20.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/27842
KARAR NO : 2015/29273
KARAR TARİHİ : 20.10.2015

Y A R G I T A Y İ L A M I

MAHKEMESİ : İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin fazla mesai yaptığı halde ücretlerinin ödenmediğini, bu sebeple iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini beyanla, kıdem tazminatı ve fazla mesai alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, yapılan işin ve işyerinin niteliğinin fazla mesai yapmaya ve cumartesi günleri çalışmaya müsait olmadığını, taraflar arasındaki iş sözleşmesine göre fazla çalışma ücretlerinin ücrete dahil olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Fazla çalışmaların aylık ücret içinde ödendiğinin öngörülmesi ve buna uygun ödeme yapılması hâlinde, yıllık ikiyüzyetmiş saatlik fazla çalışma süresinin ispatlanan fazla çalışmalardan indirilmesi gerekir.
Dosya kapsamından davacının, davalı bankada 15.08.2007-08.02.2012 tarihleri arasında çalıştığı, fazla mesai ücretinin hükme esas kabul edilen bilirkişi raporunda, yıllık ikiyüzyetmiş saate kadar olan fazla çalışmaların ücrete dahil olduğunun kabul edilerek hesaplama yapıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinde her ne kadar yıllık ikiyüzyetmiş saate kadar olan fazla çalışmaların ücrete dahil olduğu düzenlenmiş ise de, iş sözleşmesinde bu düzenlemenin yer aldığı sayfada davacı imzası yoktur. Bu sebeple, iş sözleşmesinin bu hükmü işçiyi bağlamaz. Mahkemece yanılgılı değerlendirme ile yıllık iki yüz yetmiş saate kadar olan fazla çalışmaların ücrete dahil olduğunun kabul edilerek yapılan hesaplamaya itibarla hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-İşverenin dava tarihinden önce temerrüde düşürülmesi durumunda, istekle bağlı olarak temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmelidir.
Somut olayda davacının gönderdiği ihtarname ile fazla mesai alacaklarının ödenmesi için üç gün süre vererek davalı işvereni dava tarihinden önce temerrüde düşürdüğü anlaşılmaktadır. Mahkemece talep doğrultusunda fazla mesai ücret alacağının tamamına temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
4-Ayrıca somut olayda davacı, davasını ıslah ederek talep miktarını bilirkişi raporuna göre artırmış fakat ıslah edilen kısımlara ilişkin olarak faiz talebinde bulunmamıştır. Islaha konu usul işlemi dava dilekçesi olup, davacının dava dilekçesindeki diğer unsurların aynen devam ettiği yönünde iradesinin mevcut olduğu, bunun ayrıca ve özel olarak belirtilmesinin gerekmediği kabul edilmelidir.
Bu sebeple kıdem tazminatının tamamına sözleşmenin feshi tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bu hususta bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.