Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2015/27534 E. 2015/26619 K. 06.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/27534
KARAR NO : 2015/26619
KARAR TARİHİ : 06.10.2015

MAHKEMESİ : Amasya İş Mahkemesi
TARİHİ : 26/11/2014
NUMARASI : 2013/442-2014/560

DAVA : Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı K.. M.. avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkili işçinin değişen alt işverenler bünyesinde, en son davalı alt işveren şirket işçisi olarak, davalı asıl işveren kuruma ait işyerinde çalıştığını, iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü vekili temyiz etmiştir.
Savunma hakkı, Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınmıştır. Söz konusu madde hükmüne göre, “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir”. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesi hükmünde de, davanın taraflarının, müdahillerin ve yargılamanın diğer ilgililerinin, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olduğu, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerdiği düzenlenmiştir.
6100 sayılı Kanun’un 280. maddesinde, bilirkişi raporunun birer örneğinin taraflara tebliğ edileceği; aynı Kanunun 281. maddesinde, tarafların bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebileceği hükme bağlanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta, bozmadan sonra düzenlenen ve hükme esas alınan bilirkişi raporunun davalı vekiline tebliğ edilmeksizin, mahkemece dava konusu alacaklar hakkında karar verilmesi, yukarıda açıklanan Anayasa ve Kanun maddelerine aykırıdır. Bu halde, mahkemenin davalı tarafın hukuki dinlenilme hakkını kullanmasına imkan tanıdığı ve adil bir yargılama yaparak sonuca ulaştığı söylenemez.
Diğer taraftan, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, kıdem tazminatı hesabında bir yılın üçyüzaltmışbeş gün olduğunun esas alınması gerekirken, üçyüzaltmış gün olduğunun esas alınması hatalıdır. Ayrıca, alt işveren Y.. A.. tarafından 17.02.2004 tarihinde yapılan kıdem tazminatı ödemesinin hesaplanan kıdem tazminatı tutarından mahsubunda, brüt tutardan, net tutardaki ödemenin mahsup edilmesi suretiyle, mahsup işlemi hatalı yapılmıştır. Mahsup işleminde her iki miktarın da brüt olması ya da net olması gerektiğine dikkat edilmelidir.
Alt işveren Y.. A.. tarafından yapılmış kıdem tazminatı ödemesinin, dava tarihine kadar işleyecek kanuni faizinin de mahsup edilmesi gerekliliğinin nazara alınmamış olması bir diğer hatalı yöndür.
Mahkemece, bilirkişi raporunda brüt tutarda mütalaa edilmiş alacakların, “net” ifadesiyle hüküm altına alınmış olması yerinde değildir.
Davacının fazla çalışma ücreti alacağına yönelik bir talebinin bulunmamasına rağmen, gerekçeli kararda dava dilekçesi özetine ilişkin açıklamaların yer aldığı paragrafta, davacının fazla çalışma ücretinin tahsilini talep ettiğine dair ifadelere yer verilmesi hatalı olmuştur.
Yukarıda yazılı sebeplerden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.