YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/27348
KARAR NO : 2015/26517
KARAR TARİHİ : 05.10.2015
MAHKEMESİ : Ankara 4. İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/06/2015
NUMARASI : 2010/714-2015/656
DAVA : Davacı, ücret alacağı ile fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, davayı usulden reddetmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı bünyesinde çalıştığını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 40,00 USD ücret ve 10,00 USD fazla mesai ücreti alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, ıslah harcı verilen kesin süre içerisinde yatırılmadığından davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 181. maddesinde; “Kısmen ıslaha başvuran tarafa, ıslah ettiği usul işlemini yapması için bir haftalık süre verilir. Bu süre içinde ıslah edilen işlem yapılmazsa, ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Anılan Kanun’un 114. maddesinde; Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması, yargı yolunun caiz olması, mahkemenin görevli olması, yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması, tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması, dava takip yetkisine sahip olunması, vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması, davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması, teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi, davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması, aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması, aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması şeklinde dava şartları sınırlı olarak sayılmıştır. 115. maddesinde ise dava şartı noksanlığının tespit edilmesi durumunda davanın usulden reddine karar verileceği belirtilmiştir.
Somut olayda dosya içeriğine göre, davacı vekili 28.05.2015 tarihli dilekçe ile dava değerini ıslah ile artırmak istediğini bildirmiştir. Mahkemece, 09.06.2015 tarihli duruşmada, ıslah harcını yatırması için davacı vekiline bir haftalık kesin süre verilmiş ve ıslah harcı verilen kesin süreden sonra yatırıldığı için 6100 sayılı Kanun’un 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğu sebebi ile davanın usulden reddine karar verilmiştir. Ancak dava şartları 6100 sayılı Kanun’un 114. maddesinde sınırlı olarak sayılmıştır. Davanın ıslahı dava şartı olmayıp ıslah harcının mahkemece verilen kesin süre içerisinde yatırılmaması sebebi ile anılan Kanun’un 181. madde gereğince ıslah hiç yapılmamış kabul edilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın usulden reddedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.10.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.