Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2015/26459 E. 2015/30818 K. 12.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/26459
KARAR NO : 2015/30818
KARAR TARİHİ : 12.11.2015

MAHKEMESİ : Ankara 14. İş Mahkemesi
TARİHİ : 24/09/2013
NUMARASI : 2013/40-2013/594

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ile davalı arasındaki işe iade davası hakkında Ankara 14. İş Mahkemesinden verilen 24.09.2013 tarihli ve 2013/40 esas, 2013/594 sayılı red kararının Dairenin 27.12.2013 tarihli ve 2013/34753 esas, 2013/30828 karar sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiştir. Davacı avukatınca kararın maddi hataya dayandığı gerekçesiyle ortadan kaldırılması istenilmiştir.
Maddi hata dilekçesi üzerine Dairemizce 06.05.2014 tarih 2014/10735 esas–2014/11634 karar sayılı kararı ile maddi hata talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından Dairemiz onama kararı ile maddi hata talebinin reddine ilişkin kararının emsal kararlar sebebi ile hataya dayandığı belirtilerek ikinci kez maddi hata dilekçesi verilmiştir.
Maddi hata dilekçesi ve ekleri incelenmiştir
Yukarıda tarih ve numarası gösterilen ilam ile onanan mahkeme kararında, ek nisbi ödemelerin davalı işverenin gelirleri arasında değerlendirilmediği ve bu şekilde personel giderlerinin gelirlerinin %40’ını aştığının tespit edildiği ve davalı tarafından 5910 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesine dayanılarak yapılan feshin geçerli olduğunun kabul edildiği görülmektedir.
5910 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesinin 4. fıkrasında. “Personel giderleri gelirlerinin yüzde 40’ını aşan birliklerin genel sekreterlikleri, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl içerisinde, personel giderlerini bu seviyeye getirmekle yükümlüdür, denilerek birliklere üç yıllık bir sürede gelirleri ile personel giderlerini ödeme yükümlülüğü getirilmiş olup işverence yapılan fesih de bu hükümle ilgilidir. Bu hükmün geçerli sebep olarak değerlendirilebilmesi için öncelikle üç yıllık bir süreçte personel giderlerinin birlik gelirlerinin %40’ından fazla olması gereklidir. O halde birlik gelirlerinin nelerden oluştuğu ile personel giderlerinin miktarının belirlenmesi gereklidir.
Bu noktada 5910 sayılı Kanun’un 18. maddesinde ihracatçı birliklerinin gelirleri sayılmıştır. Gelirler arasında nisbi ödemeler de yer almıştır. Maddenin 3. fıkrasında ve ilgili yönetmeliğin 46. maddesinde ise nisbi ödemeler açıklanmıştır. Anılan hükümlerde, “İhracat işlemleri üzerinden FOB bedelin asgari onbinde ikisi ile azami binde bin arasında, ilgili birliğin genel kurul kararıyla ve Bakanlık onayıyla belirlenen oranda, işlem günündeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası döviz alış kuru üzerinden hesaplanmak suretiyle tahsil olunur. İhracatın geliştirilmesini teminen sektörel bazda tanıtım grupları oluşturulması halinde, FOB bedelin binde üçü oranına kadar ek nispi ödeme kesintisi genel kurul kararı ve Bakanlık onayı ile yapılabilir. Ek nispi ödeme kesintisi ayrı hesapta takip edilir. Aynı ürün için tahsil edilen nispi ödeme farklı oranlarda olamaz. Bu konuda birlikler arasında yeknesaklığın sağlanmasını teminen nispi ödeme oranının eşitlenmesine, ilgili sektör kurulunun görüşü alınarak TİM’in teklifi üzerine Bakanlık yetkilidir.'” denilmiştir. Diğer taraftan Türkiye ihracatçı Meclisleri ve İhracatçı Birlikleri Muhasebe Uygulama Usul ve Esasları düzenleyici işleminin 4. maddesi uyarınca” ek nisbi ödemeler” gelirler hanesinde değerlendirilmemiştir.
Tebliğ ve yönetmelik gibi düzenleyici işlemler kanuna aykırı olamazlar. Kanuna aykırı hükümler içermeleri halinde ise normlar hiyerarşisi gereğince bu hükümler uygulanmaz. Somut olayda dairece maddi hata yapılarak kanun gereği gelirler arasında yer alan ek nisbi ödemeler gelirler arasında sayılmamış ve personel giderlerinin gelirlerin “%40’ını aştığı kabul edilmiş ve feshin geçerli nedene dayandığı sonucuna ulaşılmıştır. Oysa dosya kapsamından ve fesih tarihi yakın olan emsal dosyalarda ek nisbi ödemeler gelirler kısmına dahil edildiğinde personel giderlerinin gelirlerin %40’ını aşmadığı görülmektedir. Bu nedenle Dairenin maddi hata talebinin reddine ilişkin 06.05.2014 tarih 2014/10735 Esas – 2014/11634 sayılı karar ile 27.12.2013 tarihli ve 2013/34753 esas, 2013/30828 karar sayılı ONAMA ilamının maddi hataya dayalı olduğu anlaşılmakla; ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.
Tetkik Hakimi F. Zencirkıran Güral tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, davacının davalı Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri’nde 1995 yılında çalışmaya başladığını, hizmet sözleşmesinin geçerli bir sebebe dayanmaksızın 03.01.2011 tarihi itibariyle feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin feshine son çare olarak başvurulduğunu, davalı kurumun her türlü tasarruf tedbirini aldığını, 5910 sayılı Kanun hükümlerine uyabilmek için çalışmaların devam ettiğini bu sebeplerle iş sözleşmesinin geçerli sebeple feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, aldırılan bilirkişi raporu doğrultusunda davalı işverenliğin 5910 sayılı Kanun’un 19. maddesinde belirtilen şartların gerçekleştirilmesi için alınan bir takım tedbirlerin uygulandığı, personel giderlerinin birlik gelirlerine oranının 2009-2010-2011 yılında yüzde 40’ı aştığı, 2012 yılında ise % 35 olarak belirlendiği, davacının iş sözleşmesinin feshi tarihi itibarıyla yüzde 40’ını aştığı; davalı işverence yapılan feshin geçerli sebebe dayandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusudur.
Somut olayda, her ne kadar mahkemece personel giderlerinin gelirlerinin %40’ını aştığının tespit edildiği ve davalı tarafından 5910 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesine dayanılarak yapılan feshin geçerli olduğu kabul edilse de, emsal Yargıtay kararları gereğince (2014/32237 esas–2014-28924 esas 2014-16141 esas vb.) ek nisbi ödemelerin davalı işverenin gelirleri arasında değerlendirilmediği ve bu şekilde dosya içeriğine ve fesih tarihi yakın olan emsal dosyalara göre ek nisbi ödemeler gelirler kısmına dahil edildiğinde personel giderlerinin gelirlerin %40’ını aşmadığı görülmektedir. Mevcut delillere göre feshin geçerli sebebe dayanmadığı anlaşıldığından davanın kabulü gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde reddine karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE,
3-Davacının kanuni sürede işe başvurmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının fesih sebebi ve kıdemi dikkate alınarak dört aylık ücreti olarak belirlenmesine,
4-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine, davacının işe başlatılması halinde varsa ödenen ihbar ve kıdem tazminatının bu alacaktan mahsubuna,
5-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 1.500,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 716,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 12.11.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.