YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/24210
KARAR NO : 2015/30633
KARAR TARİHİ : 10.11.2015
MAHKEMESİ : Ankara 14. İş Mahkemesi
TARİHİ : 08/10/2013
NUMARASI : 2011/839-2013/615
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil, yıllık izin ile ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından 11.08.2011 tarihinde emeklilik sebebiyle feshedildiğini, maddi sıkıntıları sebebi ile yapılan ödemeyi kabul etmesine rağmen davacının müktesebi olarak kıdem tazminatının kırkbeş günlük ücrete göre hesaplanması gerektiğini, bu uygulamanın işyeri şartı haline geldiğini belirterek, kıdem tazminatı fark alacağının, fazla mesai, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil, yıllık izin ve ücret alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının kıdem tazminatının kanuni sınırlar içinde hesaplanıp ödendiğini, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, taraflar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında uyuşmazlık, işyerinde daha önce yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesi hükümlerinin uygulanmaya devam edilmesinin işyeri şartı haline gelip gelmediği, işverenin eşit davranma borcuna aykırı davranıp davranmadığı ve bunun sonuçları noktasında toplanmaktadır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının iş sözleşmesinin 11.08.2011 tarihinde emeklilik süresinin dolduğu gerekçesi ile feshedildiği, davacıya otuz günlük ücreti üzerinden kıdem tazminatının ödendiği, anlaşılmaktadır. Davacı işçi, işyerinde çalışırken üyesi olduğu Tez-Koop İş Sendikasından toplu iş sözleşmesi sona ermeden 30.01.1996 tarihinde istifa etmiş olup, toplu iş sözleşmesinin sona erdiği 30.06.1996 tarihinde taraf işçi sendikasının üyesi olmadığı gibi, toplu iş sözleşmesinden de yararlanmamaktadır. Bu sebeple toplu iş sözleşmesinin davacı yönünden hizmet sözleşmesi olarak devam ettiğinin kabul edilmesi mümkün değildir.
Somut olayda, işyerinde 01.07.1995–30.06.1996 tarihleri arasında yürürlükte kalan toplu iş sözleşmesinde ise kıdem tazminatının kırkbeş gün üzerinden hesaplanacağı kararlaştırılmış, bu tarihten sonra sözleşmenin feshi tarihine kadar yeni bir toplu iş sözleşmesi imzalanmamıştır.
Davacı işçinin toplu iş sözleşmesi sona ermeden önce 30.01.1996 tarihinde sendika üyeliğinden istifa etmiş olması sebebiyle daha sonra sona eren toplu iş sözleşmesinin art etkisinden yararlanması mümkün değildir. Diğer yandan davalı işveren tarafından 2004 yılında bir kısım işçilere kırkbeş günlük ücret üzerinden kıdem tazminatı ödenmişse de, 27.07.2004 tarihinde alınan kararla uygulamanın yanlışlığından söz edilerek bundan vazgeçildiği belirtilmiştir. Bu tarihten sonra davalı işverenin eşitlik ilkesine aykırı davranışının varlığı da iddia ve ispat edilememiştir. Tüm bu hususlar dikkate alındığında davacının kıdem tazminatı fark alacağına ilişkin talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.