Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2015/22312 E. 2015/28337 K. 12.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/22312
KARAR NO : 2015/28337
KARAR TARİHİ : 12.10.2015

MAHKEMESİ : Ankara 10. İş Mahkemesi
TARİHİ : 19/06/2015
NUMARASI : 2014/1283-2015/865

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan davalı işveren tarafından feshedildiğini belirterek feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II-d ve h maddeleri gereğince haklı sebeple feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, dinlenen tanık anlatımlarına göre işverenin fesihte haklı olmadığı ve feshin eyleme göre son derece ağır bir yaptırım olduğu gerekçesiyle feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesi işverene, işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan sebeplerle iş sözleşmesini feshetme yetkisi vermiştir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesihte takip edilen amaç, işçinin daha önce işlediği iş sözleşmesine aykırı davranışları cezalandırmak veya yaptırıma bağlamak değil; onun sözleşmesel yükümlülükleri ihlale devam etmesi, tekrarlaması rizikosundan kaçınmaktır. İşçinin davranışları sebebiyle iş sözleşmesinin feshedilebilmesi için, işçinin iş sözleşmesine aykırı, sözleşmeyi ihlal eden bir davranışının varlığı gerekir. İşçinin kusurlu davranışı ile sözleşmeye aykırı davranmış ve bunun sonucunda iş ilişkisi olumsuz bir şekilde etkilenmişse işçinin davranışından kaynaklanan geçerli bir fesih söz konusu olur. Buna karşılık, işçinin kusur ve ihmaline dayanmayan sözleşmeye aykırı davranışlarından dolayı işçiye bir sorumluluk yüklenemeyeceğinden işçinin davranışlarından kaynaklanan geçerli fesih sebebinden de bahsedilemez.

4857 sayılı Kanun’un 25. maddesinin II. bendinde, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığında işverenin haklı fesih imkanının olduğu açıklanmıştır. Kanunda belirtilen bu haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin ahlakı ve iyiniyet kurallarına aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkanı tanımaktadır.
Somut olayda davalı şirkete ait işyerinde 04.06.2012 – 10.09.2014 tarihleri arasında teknisyen olarak çalışan davacının kendisine işveren tarafından verilen görev ile ilgili olarak, fesih bildiriminde de belirtildiği şekilde şirket toplantısında; “Ben toneri götürmek istemiyorum demedim.” dedikten sonra çalışanlara hitaben “benim dediğimi herkes anladı değil mi arkadaşlar?” dedikten sonra, davalı şirket ortağı ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gülay Kaynak’a hitaben “Bir tek siz anlamadınız.” sözlerini sarf ettiği dosya kapsamındaki davacı ve davalı tanık anlatımları ile sabittir.
Davacının iş sözleşmesinin feshi 4857 sayılı Kanun’un 25/II. maddesine dayandırılmıştır. Bilindiği üzere; iş ilişkisi karşılıklı güven esasına dayanan sürekli bir borç ilişkisi olup, bu güvenin sarsıldığı durumlarda, anılan tutumla karşılaşan taraftan böyle bir ilişkiyi sürdürmesini beklemek işin tabiatına uygun düşmez.
Dosya içeriğindeki davacı ve davalı tanıklarının anlatımları, davacı savunması ve diğer tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacının Gülay Kaynak’a yönelik olarak hakaret niteliğinde herhangi bir eylemde bulunduğunun ispatlanamamış olduğu, kendisine verilen görevi hatırlatılmasına rağmen ısrarla yapmadığının da söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır. Ancak, davacının bahsi geçen şirket toplantısında, işveren tarafından kendisine verilen talimata ilişkin olarak sergilediği tutumu açıklama çabasına girerken, konuşma üslubuna dikkat etmediği açıktır. Bu durum, işin akışında olumsuzluk oluşturacak niteliktedir. Davacının feshe konu eylemlerinin bir bütün olarak haklı sebep ağırlığına varmamakla birlikte geçerli fesih sebebi teşkil ettiğinin kabulü gerekir. Bu bağlamda işverenden artık mevcut iş ilişkisinin devamı beklenemez. Feshin geçerli sebebe dayandığı anlaşılmakla, işe iade isteğinin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
Sonuç: Belirtilen sebeple, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 100,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 12.10.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.