Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2015/21032 E. 2015/29942 K. 03.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/21032
KARAR NO : 2015/29942
KARAR TARİHİ : 03.11.2015

MAHKEMESİ : Ankara 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 16/04/2013
NUMARASI : 2009/303-2013/468

DAVA : Taraflar arasındaki, icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra-inkar tazminatı alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı sebeplerle reddine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 03.11.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına vekili Avukat A. P.. ile karşı taraf adına vekili Avukat M. K.. geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre ve özellikle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı işçinin davacı işverene ödemesi gerekli cezai şart miktarının 11.123,28 TL tutarında hesaplandığı, davalı işçinin fesihte 11.110,00 TL cezai şart tutarını işverene ödemiş olmasına göre bakiye tutarın 13,28 TL kaldığı anlaşılmakta ise de; davalı işçinin ücretinden işverence yapılan 4.966,00 TL cezai şart mahsubuyla ile ilgili açılan dava neticesinde Ankara 3. İş Mahkemesi’nin 23.03.2010 tarihli 2009/161 esas ve 2010/109 karar sayılı kararında, 29.01.2010 havale tarihli bilirkişi raporuna itibar edilerek işçi tarafından ödenen 11.110,00 TL tutarındaki cezai şart miktarının işverenin alacağını tamamen karşıladığının ve bu itibarla işverence yapılan 4.966,00 TL’lik mahsubun tümüyle haksız olduğunun kabul edildiği, bahsi geçen kararın Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 19.09.2012 tarihli 2010/20805 esas ve 2012/ 30752 karar sayılı kararıyla onandığı sabit olup, kesinleşmiş söz konusu hüküm karşısında, bahsi geçen 13,28 TL’lik farkın hüküm altına alınmasının mümkün olmamasına göre davanın reddine karar verilmesi isabetli olup, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan
hükmün bu ilave gerekçeyle ONANMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 03.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verilid.