Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2015/20657 E. 2017/16189 K. 06.07.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/20657
KARAR NO : 2017/16189
KARAR TARİHİ : 06.07.2017

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı Belediyede usta öğretici olarak çalıştığını, davacının ücretlerinin eksik ödendiğini ileri sürerek ilave tediye ile bir kısım işçilik alacaklarını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iddialarının yerinde olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, davacının ücretinin ve hizmet süresinin doğru hesaplanıp hesaplanmadığı tespiti noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Dosya kapsamına göre, davacının aylık maktu ücretle değil de 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 176. maddesi ve dosya kapsamındaki taahhütlere göre ders saati ücreti ile çalıştığı anlaşılmaktadır.
Dairemizce, usta öğreticiler bakımından uygulanan kriterlere göre; davacının bir ayda çalıştığı toplam ders saati süresi, fiilen çalışılan gün sayısına bölünerek günlük ortalama çalışma saat süresi bulunmalı, fiilen çalışılan günlere ait ücrete çalışma karşılığı olmayan hafta tatili ücreti eklenerek aylık ücreti hesaplanmalıdır.
Örneğin, ayda 150 ders saati çalışması bulunan bir usta öğreticinin, o ay fiilen 20 gün çalıştığı varsayımıyla günlük çalışma süresinin 7,5 saat olduğu tespit edilecektir. Ders saat ücretinin 10,00 TL olduğunun kabulü ile günlük ücretin 75,00 TL olduğu, 20 gün fiili çalışması ile bordrosuna 1.500,00 TL yansıdığı, bu kişinin hafta tatili ücretinin 75,00 TL olarak kabul edilmesi gerektiği, o ay için çalışılmamış dört hafta tatili ücretinin kendisine ödenmesi gerektiği kabul edilir ise bu kişinin o ay için alabileceği çalışılmamış hafta tatili ücreti 4×75,00=300,00 TL olarak saptanıp bordroya yansımış 1.500,00 TL miktarla beraber aylık ücreti 1.800,00 TL olarak tespit edilmelidir.
Dava konusu yargılama ile benzer nitelikteki dosyalar içeriğinden, davacının çalıştığı statüde, bazı dönemler haftada fiilen beş gün çalışılırken bazı haftalarda altı gün çalıştığı anlaşılmaktadır. Beş gün çalışılan haftalar bakımından, cumartesi günü akdi tatil olmamasına göre ücretin tam aylık ücret olarak belirlenip hesaplama yapılarak işçi açısından çalışılmayan gün olan cumartesi günü için de dolaylı olarak ücret hesabı yapılması isabetsiz olacaktır. Buna göre, bu dönemler bakımından toplam kıdem süresinin tespiti esnasında, yukarıdaki örnekte olduğu gibi, haftalık fiilen çalışılan beş güne bir gün hafta tatili eklenmeli ve o hafta için toplam altı gün kıdem süresi esas alınmalı, aksi yöntemle aylık otuz gün üzerinden kıdem süresi tespiti hatalı olacaktır.
Özetle, davacının çalışılmayan hafta tatili ve genel tatil günlerinde ücreti hak ettiğinin kabul edilmesine göre, işçilik alacaklarının hesaplanmasında işçinin fiilen çalıştığı gün sayısına, çalışma karşılığı olmayan ücrete hak kazandıran hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinin de eklenmesi gerekecektir.
Fark ücretin oluştuğu durumlarda ise, kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti hesabına esas alınacak son ay ücretine bu farkın yansıyacağı şüphesizdir. Bu durumda Mahkemece son aya yansıyan fark ücretin de eklenmesi ile bulunacak ücret üzerinden kıdem tazminatı ve yıllık izin ücretinin hesaplanması gerekir. Ayrıca ilave tediye alacağının varlığının kabulü durumunda kıdem tazminatına esas giydirilmş ücretin tespitinde, bu miktarın da eklenmesi gerekecektir.
Bu yönü ile davacının hizmet süresi ve ücreti yeniden belirlenmeli ve bu durumun etki ettiği alacakları hüküm altına alınmalıdır.
3-Davacı tarafça sunulan ıslah dilekçesi içeriğinde, 20.04.2013 tarihinde davalı tarafın temerrüde düştüğü ifade edilip, dava dilekçesi haricindeki kısım için bu tarihten itibaren faiz uygulanması talep edilmiş ve ıslah dilekçesi ekinde ihtarname ve tebliğ evrakının bulunduğu ek olarak belirtilmiştir. Dosya içeriğinde ıslah dilekçesi ekinde olduğu belirtilen ihtarname ve tebliğ evrakına rastlanılmamış, ıslah dilekçesinin UYAP siteminde kayıtlı olmadığı anlaşılmıştır. Buna göre, davacı tarafın ileri sürdüğü ihtarname araştırılmalı, temerrüd durumu gerçekleşmiş ise hüküm altına alınan alacaklara faiz buna göre uygulanmalıdır. Eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi bozma sebebidir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 06.07.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.