Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2015/20608 E. 2015/26502 K. 05.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/20608
KARAR NO : 2015/26502
KARAR TARİHİ : 05.10.2015

MAHKEMESİ : Şırnak Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/10/2014
NUMARASI : 2012/406-2014/454

DAVA : Davacı, ödenmeyen sendika aidat alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili sendikanın davalı Şırnak Belediye Başkanlığında örgütlü olup toplu iş sözleşmesinin tarafı olduğunu, 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’na göre kesilmesi gereken üyelik ve dayanışma aidatlarının, toplu iş sözleşmesine göre belirlenmiş süre içerisinde davalı tarafından ödenmesi gerekirken ödenmediğini ileri sürerek tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı süresinde cevap vermemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Dava, maddi olay tarihinde yürürlükte bulunan 2821 sayılı Kanun’un 61. maddesi kapsamında, sendika üyelik ve dayanışma aidat alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
2821 sayılı Kanun’un 61. maddesinin birinci fıkrasına göre “İşyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesini tarafı olan işçi sendikasının, toplu iş sözleşmesi yapılmamışsa veya sona ermişse yetki alan işçi sendikasının yazılı talebi ve aidatı kesilecek sendika üyesi işçilerin listesini vermesi üzerine, işveren sendika tüzüğü uyarınca üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını ve Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu gereğince sendikaya ödenmesi gerekli dayanışma aidatını, işçilere yapacağı ücret ödemesinden kesmeye ve kestiği aidatın nevini belirterek tutarını ilgili sendikaya göndermeye mecburdur.” Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise “Yukarıdaki fıkra gereğince sendika tüzüğüne uygun olarak kesilmesi istenen aidatı kesmeyen işveren ilgili sendikaya karşı kesmediği veya kesmesine rağmen bir ay içinde ilgili kuruluşa göndermediği miktar tutarınca genel hükümlere göre sorumlu olduktan başka aidatı sendikaya verinceye kadar bankalarca işletme kredilerini uygulanan en yüksek faizi ödemek zorundadır” hükmü yer almaktadır.
Buna göre, 2821 sayılı Kanun’un 61/1. maddesine göre bir işyerinde veya işletmede toplu iş sözleşmesi yapmak için 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca yetki belgesi alan işçi sendikası, yetki belgesine konu işyeri veya işletmede çalışan üyesi işçilerin listesini ve sendika tüzüğüne göre üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını işverene bildirmesi ve bu listeye göre üyelik aidatının kesilmesini ve sendikaya ödenmesini istemesi gerekir.
Somut olayda mahkemece karar verildikten sonra, dava konusu alacaklara ilişkin olarak, 02.12.2014 tarihinde taraflarca sulh protokolü imzalandığı, buna göre alacak miktarının belirlendiği ve ödeme takviminin kararlaştırıldığı görülmektedir.
Sulh müessesesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 313. maddesinin birinci fıkrasında “Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir” şeklinde tanımlanmıştır. 6100 sayılı Kanun’un 315. maddesine göre ise “Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.”
Açıklanan maddi ve hukuki olgular karşısında, mahkemece, yapılan sulh protokolüne karşı tarafların beyanı alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.10.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.