Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2015/20148 E. 2015/30370 K. 05.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/20148
KARAR NO : 2015/30370
KARAR TARİHİ : 05.11.2015

MAHKEMESİ : Ankara 4. İş Mahkemesi
TARİHİ : 29/01/2015
NUMARASI : 2014/62-2015/92

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Davacı ile davalı arasındaki dava hakkında Ankara 4. İş Mahkemesinden verilen 29.01.2015 tarihli ve 2014/62 esas, 2015/92 sayılı kararı davacı ve davalı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatınca temyizi üzerine Dairemizce 27.04.2015 tarihli ve 2015/11471 esas, 2015/15186 karar sayılı ilamı ile hükmün BOZULMASINA karar verilmiş, davacı vekili kararın maddi hataya dayandığı gerekçesiyle ortadan kaldırılması isteğinde bulunmuştur.
Maddi hatanın giderilmesi isteğini içeren dilekçe ve ekleri incelendi.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1988 tarihli ve 1987/2-520 esas, 1988/89 sayılı kararında belirtildiği üzere Yargıtayca temyiz incelemesinin yapıldığı sırada dosyada bulunan bir belgenin gözden kaçırılması, maddi hata sebebi olarak açıklanmıştır. Ayrıca belirtmek gerekir ki, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 tarihli ve 1957/13 esas, 1959/5 karar, ve 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 esas, 1960/9 sayılı kararlarında açıklandığı üzere Yargıtayca maddi hata sonucu verilen bir karara mahkemece uyulmasına karar verilmesi halinde dahi usulü kazanılmış hak oluşmaz ve Yargıtayın hatalı bozma kararından dönülmesi mümkündür.
Dairemizin işverenin yaptığı feshin geçerli sebebe dayandığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de; dosya kapsamından feshin son çare ilkesi bakımından yeterli araştırmanın yapılmadığı anlaşıldığından Dairemizin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararın maddi hataya dayanması sebebiyle ortadan kaldırılmasına karar verildi.
Dava dosyası için Tetkik Hakimi . tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, iş sözleşmesinin haksız olarak davalı işveren tarafından feshedildiğini belirterek feshin geçersizliğine ve davacı işçinin işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Bakanlık vekili, husumet itirazında bulunarak, davacının iş sözleşmesinin feshinin davalı şirketin tasarrufunda olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şirket cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, haklı ya da geçerli feshin davalılar tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
Karar taraflar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki ilişkinin muvazaya dayalı olmadığının anlaşılmasına göre davacının davalı şirkette işe iade edilmesi yerinde olup davacının temyiz itirazları yerinde değildir.
Davalı Temyizi Bakımından;
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, kanuni dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işverene işçinin yeterliliğinde veya davranışlarından ya da işlemenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler sürüm ve satış imkanlarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik sıkıntı, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini imkansız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerini daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
İşletmenin işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma olanaklarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Somut olayda davacının 01.01.2013 tarihinden itibaren davalı şirket temizlik elemanı olarak çalıştığı ve hizmet sundukları davalı Bakanlığa bağlı huzurevinin kapanması sebebi ile iş sözleşmesinin feshedildiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Bu durumda feshin sadece son çare ilkesi yönünden denetlenmesi gerekir. Bu kapsamda davalı şirketin davalı kurumdan aldığı başka ihale olup olmadığı, işin tamamı ile birlikte altişverenlik sözleşmesinin sona erip ermediği, asıl işverenin aynı işi ne şekilde yürüttüğü araştırılarak, işyerinin taşınmasının mı yoksa kapanmasının mı sözkonusu olduğu tespit edilerek sonuca göre feshin değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile sonuca gidilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozma sebebidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.11.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.