YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/14404
KARAR NO : 2017/381
KARAR TARİHİ : 19.01.2017
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 2000-2012 yılları arasında kapıcı kaloriferci olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işverence haklı neden olmaksızın feshedildiğini beyanla ücret, kıdem ve ihbar tazminatı, hafta tatili, yıllık ücretli izin, fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Hüküm davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ıslah dilekçesinin süresinde verilip verilmediği ve bu bağlamda geçerli bir ıslahın bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 181. maddesinde, kısmen ıslaha başvuran tarafa, ıslah ettiği usul işlemini yapması için bir haftalık süre verileceği belirtilmiş, bu süre içinde ıslah edilen işlemin yapılmaması halinde ıslah yapılmamış gibi davaya devam edileceği hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda, davacı kısmi dava açmış, davacı vekiline talebi üzerine 26.11.2014 tarihli oturumda ıslah dilekçesini vermesi için gelecek celseye kadar süre verilmişse de Kanunda belirtilen sürelerin kesin olduğu ve hakim tarafından artırılamayacağı dikkate alındığında, davacının Kanunda yazılı bir haftalık süre içerisinde ıslah dilekçesi vermediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece ıslah dilekçesinin verildiği tarih itibariyle süresinde ve geçerli bir ıslah olmadığı gözetilmeden ıslah dilekçesi nazara alınarak hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.