Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2015/11457 E. 2015/13362 K. 13.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/11457
KARAR NO : 2015/13362
KARAR TARİHİ : 13.04.2015

MAHKEMESİ : Tunceli Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/10/2014
NUMARASI : 2014/730-2014/843

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin şirket bünyesinde çalışırken dört ayı aşkın süre maaşının, ayrıca sözleşmenin başlangıcından itibaren fazla mesai, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının ödenmemesi ve ibraname imzalaması için işveren tarafından sürekli baskı yapılması dolayısı ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun 34. maddesi gereğince iş görme borcunu yerine getirmekten kaçındığını ileri sürerek kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar dairemizin 22.05.2014 tarih, 2013/12023 esas 2014/14124 karar sayılı kararı ile, ihbar tazminatı isteğinin reddi gerektiği belirtilerek bozulmuştur. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonrası ihbar tazminatı talebi reddedilmiş, ancak bozma dışında kalan alacaklarla ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmemiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine göre ilk sorun, bozma üzerine verilen kararda, bozma dışında kalan hususlar hakkında yeniden hüküm kurulup kurulmayacağıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;
a)Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b)Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c)Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç)Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d)Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e)Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi, içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir.
Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılması bu kısımların bağımsız bir şekilde onandığını göstermez, hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır.
Bozma kararı üzerine önceki hüküm tamamen ortadan kalkar. Bu sebeple bozma kararından sonra mahkemece 6100 sayılı Kanun’un 297. maddesinde belirtilen unsurları içeren yeni bir karar verilmek zorundadır.
Somut olayda, mahkeme tarafından, bozma ilamına uyulduktan sonra ihbar tazminatı talebinin reddedilmiş olması doğru olmakla birlikte, bozma kapsamı dışında kalan kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai, genel tatil ve hafta tatili ücreti alacakları hakkında bozma öncesi olduğu gibi ve açıkça hüküm kurulması gerekirken, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olması hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.