Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/9891 E. 2014/11091 K. 02.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9891
KARAR NO : 2014/11091
KARAR TARİHİ : 02.05.2014

MAHKEMESİ : Ankara 19. İş Mahkemesi
TARİHİ : 23/01/2014
NUMARASI : 2013/354-2014/41

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 15.04.2009 tarihinde elektronik teknikeri olarak çalıştığını, kişiliği ve sosyal konumu ile bağdaşmayan bir fiil sebebi ile tutuklandığını, isnat edilen suçu en baştan ikrar eden müvekkilinin olay sonrasında müştekinin bütün zararlarını iade ederek giderdiğini, müvekkili hakkında Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/89 esas sayılı dosyası ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5 maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına dair karar verildiğini, müvekkilinin tahliyesini müteakip işyerine gittiğini fakat işyerine giriş yapamadığını, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II-(e) bendi dayanak gösterilmek suretiyle iş sözleşmesinin feshedildiğini, müvekkili hakkında Ceza Mahkemesince verilen hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına dair kararın özlük haklarını etkilemediğini ve işverene haklı fesih olanağı vermediğini bahisle; feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesine, işverene müracaatı halinde ödenmesi gereken boşta geçen sürelere ait en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının tespiti ile işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat tutarının sekiz aylık ücreti tutarında olduğuna karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının 05.01.2013 tarihinde ……Elektronik firmasında Türk Ceza Kanunu kapsamında hırsızlık suçu işlediği iddiası ile göz altına alındığını ve bir ay süre ile tutuklu olarak yargılanması sonucunda suçlu bulunduğunu, davalı şirketin savuma sanayi alanındaki önemi ve stratejik konumu göz önünde bulundurulduğunda da işverenin güvenini zedeleyen davacı ile iş ilişkisinin sürdürülmesinin beklenemeyeceğini ve bu sebeple de davacının iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının davalı işyeri haricinde hırsızlık suçunu işlediği, bu sebeple 32 gün süreyle göz altında bulundurulduğu, ihbar süresinin ise sekiz hafta olduğu; bu bağlamda somut olayda, 4857 sayılı Kanun’un 25. maddesinin 25/II-e ve 25/IV no’lu bendinde belirtilen hallerin gerçekleşmemiş olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Uyuşmazlık iş sözleşmesinin işverence haklı sebebe dayalı olarak feshedilip feshedilmediği noktasındadır.
Dosya içeriğine göre, davacının 15.04.2009-12.02.2013 tarihleri arasında davalı işyerinde elektronik teknikeri olarak çalıştığı, iş sözleşmesinin iş görme borcunu ciddi biçimde olumsuz etkilemesi ve iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçülerde beklenemeyeceği, işverinin güveninin zedelendiği gerekçesiyle 4857 sayılı Kanun’un 25/II. (e) maddesine göre haklı sebep belirtilerek feshedildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacının işyeri dışında ve işyeri ile ilgili olmayan bir suçtan dolayı tutuklanması üzerine iş sözleşmesi davalı işverence, davacının tutuklanması ve işlediği suçun niteliğinden söz edilerek güven ilişkisinin zedelendiği gerekçesiyle feshedilmiştir. Davacının, dava dışı Günsan Elektronik firmasınına ait işyerinde bulunan çekmeceden, kasanın anahtarını alarak kasayı açıp içinden 15.085,00 TL para ile 20 ABD doları aldığı, pişmanlık duyarak suçu ikrar ettiği ve parayı iade ettiği bu şekilde anahtarla kilit açmak suretiyle hırsızlık suçunu işlediği gerekçesiyle Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 10 ay hapis cezasına hükmedildiği ve hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı anlaşılmıştır. Davacı bu suçtan dolayı 32 gün tutuklu kalmıştır. Davacının işyeri dışında ve işyeri ile ilgili olmayan bir suç işlemesinden dolayı güven ilişkisinin zedelendiği gerekçesiyle iş sözleşmesinin feshinde haklı sebep bulunmamaktadır. Ancak davacının tutuklulukta geçirdiği süre ile işlediği suçun ve işyerinin niteliği dikkate alındığında feshin geçerli sebebe dayandığı kabul edilmelidir. Bu durumda, davanın reddi gerekirken yazılı şekilde kabul edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkeme kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 02.05.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.