Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/9207 E. 2014/9769 K. 25.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9207
KARAR NO : 2014/9769
KARAR TARİHİ : 25.04.2014

MAHKEMESİ : Bursa 4. İş Mahkemesi
TARİHİ : 04/02/2014
NUMARASI : 2013/196-2014/40

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, davacının, davalıya ait işyerinde 12.08.2004-25.09.2010 tarihleri arasında asgari ücretle çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini, alacak ve tazminatlarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davalıya ait işyerinde hiç çalışmadığını, öncelikle hizmet tesbiti davası açılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, Dairemizin, 21.01.2013 tarih, 2012/10483 esas ve 2013/8 karar sayılı bozma ilamına uyularak, yapılan işlerin dokuma işi olduğu, davacı tanığı ve aynı zamanda bordro tanığı O.. Y..’ın beyanlarından da anlaşılacağı üzere davacının metreci olarak davalıya ait işyerinde çalıştığı, çalışma süresi içinde yapılan işlerin imalata dayandığı, imalatında makinelerle gerçekleştiği, işyerinde genel olarak çalışan sayısının ortalama 3 olduğu, dönem dönem 3’ün üzerine çıktığı, dönem dönem altına indiği, yine tanık anlatımları ile de sabit olduğu üzere davalının da işçi sayısını tamamlamak için işyerinde çalıştığı,davalının esnaf olduğu ve işyerinde bedeni gücü ile çalışmakta olan esnaf da dahil olmak üzere toplam çalışan sayısının 3’ü aştığı ve bu durumda davalı işyerinin 4857 sayılı İş Kanunu’na tabi bir işyeri olduğu ve bu nedenle davacının çalışmalarının 4857 sayılı Kanun’u kapsamında kaldığı ve taraflar arasında işçi işveren ilişkisinin bulunduğu kanaatine varılmakla davacının, davalıya ait işyerinde 12.08.2004-25.09.2010 tarihleri arasında sigortasız ve işçi olarak 4857 sayılı Kanun’u kapsamında çalıştığı, dava konusu alacaklar bakımından ilk kararda açıklanan gerekçeler ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğinden, mahkemece verilen ilk kararın Dairemizin 21.01.2013 tarih, 2012/10483 esas ve 2013/8 karar sayılı ilamı ile “… 5362 sayılı Kanun’un 3. maddesinde belirtilen esnaf ve sanatkâr faaliyeti kapsamında kalan işyerinde üç kişinin çalışması halinde, 4857 sayılı Kanun’un 4. maddesinin (ı) bendi uyarınca, bu işyeri 4857 sayılı Kanun’un kapsamının dışında kalmaktadır. Maddede üç işçi yerine “üç kişi”den söz edilmiştir. Bu ifade, işyerinde bedeni gücünü ortaya koyan meslek ve sanat erbabını da kapsamaktadır.
İşinde bedeni gücü ile çalışmakta olan esnaf dahil olmak üzere toplam çalışan sayısının üçü aşması durumunda işyeri 4857 sayılı Kanun’un tabi olacaktır. 4857 sayılı Kanun’un 1. maddesinin ikinci fıkrası gereğince, 4. maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, işverenler ile işveren vekillerine ve işçilerine, çalışma konularına bakılmaksızın bu kanunun uygulanacağı belirtilmiştir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca, İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında, iş sözleşmesinden veya 4857 sayılı Kanun’a dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri iş mahkemeleridir. Bu açıklamalar doğrultusunda araştırma yapılarak olaya ilişkin davalı tanıklarının da dinlenerek taraflar arasında işçi işveren ilişkisinin varlığı ve davalının esnaf olup olmadığı, buna bağlı olarak davacının çalışmalarının İş Kanunu kapsamında kalıp kalmadığı değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesiyle bozulduğu, mahkemece, bozma ilamına uyularak, bozma ilamı doğrultusunda araştırma yapıldığı, davacının Sosyal Güvenlik Kurumu kaydının bulunmadığı, tanık beyanlarına göre 12.8.2004-25.9.2010 tarihleri arasında çalıştığının kabul edildiği, davacının 12.08.2004-25.09.2010 tarihleri arasında çalıştığını iddia ettiği, davalı işverenin, davacının davalı işyerinde hiç çalışmadığını ileri sürdüğü, 18.05.2011 tarihli celsede, davacının işyerinde üç tane dokumacı ile birlikte kendisinin ve ustasının olduğunu, beş kişi çalıştıklarını, tam olarak 2004 Haziran ayında çalışmaya başladığını, 2010 Ağustos ayında ayrıldığını beyan ettiği, davacı tanığı O.. Y..’ın, davalıya ait işyerinde 2004 Ağustos veya Eylül ayında çalışmaya başladığını, yıl çalıştığını, davacının kendisinden bir hafta önce çalışmaya başladığını öğrendiğini, davacı ile beraber üç yıl çalıştığını beyan ettiği, diğer davacı tanığının, tarafları tanıdığını, davalının işyerinin evine yakın olduğunu, davacının komşusu olduğunu, davacının tam olarak ne zaman çalışmaya başladığını bilmediğini, tahminen beş-altı yıl kadar önce çalışmaya başladığını, beş-altı yıl çalıştığını belirttiği, şahit O.. Y..’ın işten çıkış bildirgesine göstergesine göre işe giriş tarihinin 24.09.2005, işten çıkış tarihinin 03.10.2008 olduğu, bildirgede sigortalının imzasının bulunduğu, Sosyal Güvenlik Kurumu Sigorta primleri Bordosunun 2003 yılına ait olduğu ve sigortalı olarak O. Ç., A. Ü. ve Y. D.’in isimlerinin bulunduğu, 2005 dönemine ait prim bordrosunda, Osman Çiftçi, Ayhan Ünal ve Yılmaz Güler’in isimlerinin olduğu anlaşılmıştır.
Kıdem tazminatına ve diğer alacaklara esas alınması gereken hizmet süresi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda, mahkemece, davacının, davalıya ait işyerinde 12.08.2004-25.09.2010 tarihleri arasında çalıştığı kabul edilerek alacakların miktarı tesbit edilmiş ise de, davacının Sosyal Güvenlik Kurumu kaydının bulunmadığı, davalının bu çalışma süresine itiraz ettiği ve bordro tanığı O.. Y..’ın işyerinde 24.09.2005-03.10.2008 tarihleri arasında çalıştığı dikkate alındığında mahkemece fiili çalışmanın tüm dönemi kapsayacak şekilde ispatlanamaması halinde bordro tanığı O.. Y..’ın çalışma süresince fiili çalışma olduğu kabul edilerek alacakların buna göre hesaplanması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.04.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.