Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/8969 E. 2014/17561 K. 17.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8969
KARAR NO : 2014/17561
KARAR TARİHİ : 17.06.2014

MAHKEMESİ : İzmir 6. İş Mahkemesi
TARİHİ : 30/12/2013
NUMARASI : 2011/905-2013/709

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsili için İzmir 13. İcra Müdürlüğünün 2011/10210 sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ederek durmasına sebebiyet verdiğini, ayrıca davacının ödenmemiş kıdem tazminatı alacağının da bulunduğunu ileri sürerek, icra dosyasına vaki itirazın iptalini ve kıdem tazminatı alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, dava konusu alacaklara hak kazanılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2. maddesi uyarınca, hükmün sonuç kısmında, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Her türlü yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması zorunluluğu da Anayasanın 141. maddesi ile 6100 sayılı Kanun’un 297. maddelerinde düzenlenmiştir.
Somut olayda, objektif dava birleşmesi şeklinde açılan eldeki davada, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma ve genel tatil ücreti alacaklarının talep edildiği İzmir 13. İcra Müdürlüğünün 2011/10210 sayılı dosyasına vaki itirazın iptali ile birlikte davacının kıdem tazminatı alacağının tahsiline karar verilmesi talep edilmektedir.
Mahkemece, itirazın iptali davasının kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen, kıdem tazminatı alacağının tahsiline yönelik talep hakkında bir karar verilmemesi, 6100 sayılı Kanun’un 297/2. maddesi amir hükmü uyarınca hatalıdır. Her ne kadar, hüküm sonucunda “fazlaya ilişkin talebin reddine” şeklinde ifadeyi içerir bend hükmü tesis edilmiş ise de, karar gerekçesinde kıdem tazminatı talebinin reddine ilişkin gerekçeye yer verilmediği; kıdem tazminatı için dava dilekçesinde talep edilen miktarın gerek vekalet ücreti hesaplamasında gerekse de yargılama giderlerinin paylaştırılmasında esas alınan haklılık-haksızlık oranın belirlenmesinde nazara alınmadığı anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında, söz konusu ifadenin kullanılmasıyla, kıdem tazminatı talebi hakkında usulüne uygun şekilde karar verildiği söylenemez. Anılan sebeple, kıdem tazminatı talebi hakkında, 6100 sayılı Kanun’un 297. maddesi ve Anayasa’nın 141. maddesi hükümlerine uygun şekilde bir karar verilmelidir.
3-Davalı vekilince süresinde ileri sürülen zamanaşımı savunmasının değerlendirilmeden hüküm verilmesi de bir diğer hatalı yöndür.
Yukarıda yazılı sebeplerden, eksik incelemeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.