Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/8878 E. 2014/9745 K. 24.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8878
KARAR NO : 2014/9745
KARAR TARİHİ : 24.04.2014

MAHKEMESİ : Kayseri 4. İş Mahkemesi
TARİHİ : 27/02/2014
NUMARASI : 2013/148-2014/100

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı taraf, iş sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek işe iade talebinde bulunmuştur.
Davalı taraf ise feshin haklı sebebe dayandığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkeme, davayı kabul etmiştir.
İş sözleşmesinin feshinin haklı veya geçerli sebebe dayanıp, dayanmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık vardır.
4857 İş Kanunu’nun 19. maddesinde “Hakkındaki iddialara karşı savunmasını almadan bir işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi, o işçi­nin davranışına veya verimi ile ilgili nedenlerle feshedilemez. Ancak, iş­verenin 25’inci maddenin (II) numaralı bendi şartlarına uygun fesih hakkı saklıdır.” düzenlemesi karşısında davacının iş sözleşmesi İş Kanunu’nun 25. maddesine göre derhal feshedildiğinden fesih öncesi davacının savunmasının alınması gerekmez.
Somut olayda davacı işçi, davalı bankada gişe yetkilisi olarak çalışmaktadır.
İş sözleşmesi, davacının banka müşterisi ile alacak, borç ilişkisine girmesi, borcu geri ödememesi, hakkında icra davası ve tehdit davası açılması sebepleriyle Banka Personel Yönetmeliğinin 71/23. maddesi uyarınca feshedilmiştir.
Davacının banka aracılığı ile tanıdığı, banka müşterisi ile alacak borç ilişkisi içinde olduğu, aralarında uyuşmazlık yaşandığı anlaşılmaktadır. Davanın dava dışı banka müşterisine banka güvenirliğini kullanmak suretiyle kendisine bir kısım yöntemlerle parasını artıracağına ilişkin çeşitli vaatlerde bulunduğu, ancak davacının kendisine ödeme yapmadığına dair şikayeti üzerine davalı bankanın yürütmüş olduğu soruşturmayla durum anlaşılmıştır. Davalı işveren bu soruşturma nedeniyle davacının savunmasını almış, davacı savunmasında dava dışı şahıstan borç aldığını kabul etmiştir.
Davacının eylemleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde doğruluk ve bağlılık ilkesine uymadığı açıktır.
Taraflar arasındaki güven ilişkisi zedelenmiştir. Bu aşamadan sonra davalıdan işçi ile birlikte çalışmaya devam etmesi beklenemez.
Yapılan fesih haklı sebebe dayanmaktadır. Açılan davanın reddi yerine, kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500,00 TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 24.04.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.