YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8736
KARAR NO : 2014/8358
KARAR TARİHİ : 16.04.2014
MAHKEMESİ : Ankara 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 10/12/2013
NUMARASI : 2010/508-2013/1224
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının sendika üyesi olduğunu, toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlandığını, işten ayrılmasından sonra bir kısım alacaklarının ödendiğini ancak geç ve eksik ödeme yapıldığını ileri sürerek, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacakları ile bir kısım işçilik alacaklarının faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı yasal süresi içinde taraflar temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Mahkemece yapılan tavzih kararının yasaya uygun olup olmadığı, ıslah dilekçesine karşı yapılan zamanaşımı itirazının dikkate alınması gerekip gerekmediği ve en yüksek işletme kredisi faizinin doğru tesbit edilip edilmediği noktalarında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 305. maddesi uyarınca “Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez”.
Somut olayda mahkemece, bir kısım alacaklar yönünden tavzih kararı ile faizlerin yürütülme tarihleri değiştirilerek, davalıya yüklenen borçların genişletilmesi hatalıdır.
4-Dairemiz uygulamasına göre karar tarihinde yürürlükte bulunan mülga 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 61. maddesinde belirtilen “en yüksek işletme kredisi faizini” uygulayan tek banka Türkiye Kalkınma Bankası olduğundan en yüksek işletme kredisi faiz oranının bu bankadan sorulması ve hesaplamaların buna göre yapılması gerekirken hatalı yorum ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
5-Davacı ıslah dilekçesi ile davanın belirsiz alacak davasına dönüştürülmesini isteyerek, bir kısım alacak taleplerini bilirkişi raporu doğrultusunda artırmıştır. Mahkemece, davalının ıslah dilekçesine karşı yaptığı zamanaşımı itirazı değerlendirilmemiştir. Davacı ıslah ile davayı belirsiz alacak davasına dönüştürmüş ise de, dava Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun yürürlükte olduğu dönemde açılmıştır. Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu’nda belirsiz alacak davası düzenlenmemiştir. Bu durumda, davanın ıslah ile belirsiz alacak davasına dönüştürülmesi mümkün değildir. Kaldı ki, mahkemecede dava kısmi dava olarak görülmüştür. Hal böyle olunca, davalının süresi içinde ıslah dilekçesine karşı yaptığı zamanaşımı itirazı dikkate alınarak, alacak miktarlarının belirlenmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.04.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.