YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8710
KARAR NO : 2014/9512
KARAR TARİHİ : 24.04.2014
MAHKEMESİ : İzmir 10. İş Mahkemesi
TARİHİ : 16/01/2014
NUMARASI : 2013/297-2014/3
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haklı ve geçerli bir sebebe dayanmaksızın sendikal sebeple feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iadesine karar verilmesini, kanun sonuçlarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin pazar payının düşmesi ve siparişlerin azalması ve bunun sonucu olarak ekonomik güçlükler sebebiyle toplu işçi çıkarmaları yaptığını, davacının da bu işçilerden birisi olduğunu, iş sözleşmesinin geçerli sepele feshedildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından işyerinde başlayan sendikal faaliyet sebebi ile son verildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili süresinde temyiz etmiştir.
İşverence yapılan feshin sendikal sebebe dayanıp dayanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 21. maddesinin birinci fıkrasında işe başlatmama tazminatının alt ve üst sınırları gösterilmiş olup; söz konusu tazminatın belirtilen sınırlar arasında işçinin kıdemi, fesih sebebi gibi olgular dikkate alınarak belirlenmesi gerekir. Üst sınırın aşılmasının istisnası 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 25. maddesindeki sendikal sebeple yapılan fesihlerdir. Anılan maddeye göre feshin sendikal sebebe dayanması halinde işe başlatmama tazminatının işçinin en az bir yıllık ücreti tutarında belirlenmesi gerekir.
Somut olayda, dosya içeriğine göre fesih için geçerli bir sebebin varlığı davalı işverence ispatlanmadığından mahkemece feshin geçersizliğine karar verilmiş olması isabetlidir. Davacı iş sözleşmesinin sendikal sebeplerle yapıldığını ileri sürmüş ise de, dosyadaki bilgi ve belgelerden, ayrıca emsal kararlardan anlaşıldığı üzere iş sözleşmesinin feshi geçerli sebebe dayanmamakta ise de sendikal sebebe dayandığı iddiası davacı tarafından ispatlanamamıştır.
Dosya içeriğine göre sözkonusu tazminatın davacının bir yıllık ücreti tutarı olarak belirlenmesine karar verilmesi hatalıdır. Davacının çalışma süresine göre davacının dört aylık ücreti tutarı olarak belirlenmesi dosya içeriğine uygun düşecektir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE,
3-Davacının kanuni sürede işe başvurmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının işçinin dört aylık ücreti olarak belirlenmesine,
4-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine,
5-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına gerek olmadığına,
6-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 1.500,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 108,05 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine kesin olarak oybirliğiyle 24.04.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.