Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/8633 E. 2014/8380 K. 16.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8633
KARAR NO : 2014/8380
KARAR TARİHİ : 16.04.2014

MAHKEMESİ : Marmaris 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/03/2013
NUMARASI : 2011/382-2013/175

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, davacının, davalıya ait işyerinde mali işler koordinatörü ve denetleme kurulu başkanı olarak çalıştığını, iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini, tazminat ve alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, hafta tatili, ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti ile yıllık izin ücreti alacaklarının faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini istemiş, birleşen dosya ile de, ikramiye alacağının tahsili için yaptığı icra takibine yapılan itirazın iptaline, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının, davalı şirketlere ait otelde 17.07.2008-14.10.2010 tarihleri arasında mali işlerden sorumlu koordinatör olarak net 9.750,00 TL ücretle çalıştığı, iş sözleşmesini 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24/II-e maddesince feshettiği, bu nedenle kıdem tazminatına hak kazandığı, iş sözleşmesini kendisi feshettiğinden ihbar tazminatı talebinin yerinde olmadığı, hafta tatillerinde çalıştığı, ücret alacakları ile fazla mesai, genel tatil ve yıllık izin ücretlerinin tahsil edildiğinden reddi gerektiği, birleşen dosya yönünden ise davacının ödenmeyen ikramiye alacağının bulunduğu, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı kanuni süresi içinde davalı E. Tur. Tic. A.Ş. temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin hafta tatili ücretine hak kazanıp kazanmadığı ve icra inkar tazminatının şartlarının oluşup oluşmadığı hususları taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Hafta tatili gününde çalıştığını iddia eden işçi, norm kuramı uyarınca bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan hafta tatili ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde, işçi hafta tatilinde çalışma yaptığını her türlü delille ispat edebilir.
Hafta tatillerinde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Hafta tatili çalışmalarının yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Dosya içeriğine göre, davacının, mali işler koordinatörü ve denetleme kurulu başkanı olarak çalıştığı, üst düzey yönetici konumunda olduğu, görev ve sorumluluklarının gerektirdiği ücretinin yeterli düzeyde ödendiği, aynı yerde görev ve talimat veren bir başka yönetici ya da şirket ortağı bulunmadığı, çalışma gün ve saatlerini kendisinin belirlediği, iki davalı tanığınında davacının hafta tatillerini kullandığını beyan ettikleri anlaşılmıştır.Bu durumda, hafta tatillerinde çalışılarak hafta tatili ücretine hak kazanıldığı davacı işçi tarafından ıspatlanamamıştır. Hal böyle olunca, bu talebin reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
Öte yandan, itirazın iptali davasında borçlunun haksızlığına karar verilmesi halinde ve alacaklının talep etmiş olması şartıyla, borç miktarının kanunda gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilir. İcra inkar tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerekir. Alacağın likit olması şartıyla itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkar tazminatına hükmedilmelidir. İcra inkar tazminatı, asıl alacak bakımından söze konu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir.
Somut olayda, itirazın iptaline karar verilen miktarların tespitinin yargılamayı gerektirdiği, bu nedenle alacağın likit olmadığı gözetilmeden inkar tazminatı isteminin kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 990,00 TL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.04.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.