Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/8516 E. 2014/8509 K. 17.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8516
KARAR NO : 2014/8509
KARAR TARİHİ : 17.04.2014

MAHKEMESİ : Çal Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/07/2013
NUMARASI : 2012/228-2013/150

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı işçi, iş sözleşmesinin haksız yere iş sözleşemsinin feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, feshin haklı bir nedenle ve usulüne uygun olarak feshedilmediği gerekçesiyle işe iadeye karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanun’un 25/II. maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz. İşçinin geçerli bir feshe sebep olabilecek davranışları 4857 sayılı Kanun’un 25. maddesinde öngörülen ve işverene derhal fesih yetkisi tanıyan haklı sebeplerden farklıdır. Yargılama sırasında bu nedenlerin ağırlıkları her olayın özelliğine göre değerlendirilmelidir. İşçinin iyiniyet ve ahlak kurallarına uymayan davranışı sonucunda iş ilişkisine devam etmek işveren açısından çekilmez hale gelmişse, diğer bir anlatımla güven temeli çökmüşse işverenin haklı sebeple derhal fesih hakkı doğar. Buna karşılık işçinin davranışı taraflar arasında bulunması gereken güven temelini çökertecek ağırlıkta bulunmamakla, iş ilişkisine devamı tam anlamıyla çekilmez hale getirmemekle birlikte, işin normal işleyişini bozuyorsa, işyerindeki uyumu olumsuz yönde etkiliyor ve işverenden bu nedenle iş ilişkisini yürütmesi normal olarak beklenemiyorsa 4857 sayılı Kanun’un 18/1. maddesi gereği geçerli fesih hakkı doğar.
Somut olayda davacının sulama görevlisi olarak çalıştığı, iş sözleşmesinin 4857 sayılı Kanun’un 25/II. ve h. maddelerine göre feshedildiği anlaşılmıştır. Mahkemece yapılan yargılamada, davalı işverence davacının işyerinde alkol aldığının usulune uygun doktor raporu ile kanıtlanamadığı gerekçesiyle iş sözleşmesinin haklı bir nedenle ve usulüne uygun olarak feshedilmediği kanaatiyle davanın reddine karar verilmiş isede varılan sonuç doğru değildir. Dosya içeriğinde davacı hakkında 08.10.2012 tarihinde, diğer çalışanların yanında alkol aldığı ve üstlerine karşı geldiğine dair tutanak tutulmuştur. Tutanak mümzi dahil dinlenen davalı tanık beyanlarına göre, davalı işyeri tarafından tüm çalışanların iş yerinde alkol alınmaması yönünde ihtarının olduğu, davacının olay günü çalışanlar birlikte alışverişe gittiği dönüşünde, kola, bisküvi gibi şeyler aldığını, ayrıca elinde bira şişesi olduğunu, kendisine yapılan uyarıya “içmem gerekiyor” diyerek karşılık vererek içmeye devam ettiği anlaşılmıştır. Diğer bir davalı tanığı anlatımına göre ise alkol olayına şahit olmamakla birlikte olayın ertesi günü davacının işyerine gelerek birlik başkanından özür dilediğini ve bir daha içmeyeceğini söylediği anlaşılmaktadır. Davacı tanıklarından biri davacının iş sözleşmesinin fesih nedeninin siyasi sebebe dayandığını belirtirken, diğer davacı tanığı ise çalışma süresi itibariyle ve anlatımı ile fesih olayına şahit olmadığı anlaşılmıştır. Dosya kapsamında davalı tanık beyanlarının tümü arasında herhangi bir çelişki bulunamadığı, birbiri ile uyumlu olduğu bu beyanlardan, davacının işyerinde alkol aldığı, ihtara rağmen alkol almaya devam ettiği anlaşılmaktadır. Davcının eylemlerinin, iyiniyet ve ahlak kurallarına uymayan davranışlar niteliğinde olduğu, davacı ile iş ilişkisine devam etmenin işveren açısından çekilmez hale geldiği, işveren tarafından yapılan fesih bildiriminin 4857 sayılı Kanun’un 25/II. maddesi kapsamında haklı nedene dayandığının kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle davanın kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Açıklanan sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 25,20 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 24,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 0,90 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yapmış olduğu 350,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 17.04.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.