Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/8302 E. 2014/7934 K. 14.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8302
KARAR NO : 2014/7934
KARAR TARİHİ : 14.04.2014

MAHKEMESİ : Kayseri 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 20/02/2014
NUMARASI : 2012/669-2014/63

Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili sendikanın, davalı C.. Ş..’ne ait işyerlerinde gerekli çoğunluğu sağladığının tespiti için 12.03.2012 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına başvuruda bulunduğunu, bakanlık tarafından yapılan tespit ile çoğunluğu sağlayamadıklarının bildirildiğini, ancak bu tespitin hatalı olduğunu, sendikanın çoğunluğu almasını engellemek için birçok işçinin istifaya zorlandığını, işverenin muvazaalı işlemlere başvurduğunu, muvazaalı olarak işe alınan bir kısım işçilerin, işe giriş bildirgelerinin başvuru tarihinden sonra verilmesine rağmen işe giriş tarihlerinin başvuru tarihinden önceki tarihler olarak gösterildiğini, 5510 sayılı Kanun’un 8. maddesi karşısında bu işlemlerin muvazaalı olduğunun açık olduğunu, ayrıca şirketi temsile yetkili olan işveren vekillerinin işçi sayısına dahil edilmemesi gerektiğini ve müvekkili sendikanın gerekli çoğunluğu sağladığını ileri sürerek 16.11.2012 tarih ve 13835 sayılı olumsuz yetki tespitinin iptali ile gerekli çoğunluğu sağladıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, olumsuz yetki tespitinin tamamen usul ve kanuna uygun olduğu ile davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı C.. Ş.. ise, davanın haksız olduğunu, davacının başvuru tarihinden sonraki döneme ilişkin çok sayıda üyelik belgesi sunduğunu ve bunların nazara alınamayacağını, ayrıca aynı üyeye ilişkin üyelik fişinin 2-3 kez sunulduğu ve mükerrer belgelerin değerlendirme dışı bırakılması gerektiğini, başvuru tarihi itibariyle kendisinden önce başka sendikalarda üyeliği bulunan işçiler ile çalışmayan işçilerin nazara alınamayacağı hususlarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı C.. Ş.. işyerlerinde başvuru tarihi itibariyle 908 işçi bulunduğu, 66 işçinin girişinin muvazaalı olduğu, buna göre işçi sayısının 842 olduğu, davacı sendikanın ise 419 üyesi bulunması nedeniyle, sendikanın işletmede gerekli çoğunluğu sağlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, davacı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı sendikanın, davalıya ait işyerlerinde çoğunluğu sağlayıp sağlayamadığı ve bu itibarla olumsuz yetki tespitinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
İşçi sendikasının toplu iş sözleşmesi yapabilmesi için, toplu iş sözleşmesinin uygulanacağı işyeri ya da işyerlerinde yetkili sendika olması gerekmektedir. Bunun için işçi sendikasının söz konusu işyeri ya da işyerlerinde yetkili olduğu belirlenmelidir. Yetki tespitine ilişkin yöntem ise başvuru tarihinde yürürlükte bulunan 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu’nda düzenlenmiştir.
2822 sayılı Kanun’un 12. maddesinin 1. fıkrasında, “Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde onunun (tarım ve ormancılık, avcılık ve balıkçılık işkolu hariç) üyesi bulunduğu işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyeri veya işyerlerinin her birinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının kendi üyesi bulunması halinde bu işyeri veya işyerleri için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir. İşletme sözleşmeleri için işyerleri bir bütün olarak nazara alınır ve yarıdan fazla çoğunluk buna göre hesaplanır…” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan Kanun’un 13. maddesinde, “Bir toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yazıyla başvurarak kurulu bulunduğu işkolunda üye sayısı itibariyle yüzde on (tarım ve ormancılık, avcılık ve balıkçılık işkolu hariç) oranını sağladığının belirlenmesini ve sözleşmenin kapsamına girecek işyeri veya işyerlerinde başvuru tarihinde çalışan işçiler ile üyelerinin sayısının tespitini ister. İşçi sendikası kendisinde bulunan üyelik fişlerini Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yetki için başvurduğu tarihten itibaren üç işgünü içinde işverene vermek zorundadır.
Çalışma Bakanlığı, kayıtlarına göre sendikanın çoğunluğu haiz olması halinde, toplu iş sözleşmesi yapma başvurusunu işyerindeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikalarıyla taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene başvurunun alındığı tarihten itibaren altı işgünü içinde başvuru tarihindeki kayıtlara göre bildirir. Çoğunluğu haiz olmadığının tespiti halinde bu bilgiler sadece başvuran sendikaya aynı süre içinde bildirilir.” denilmiştir.
Söz konusu Kanun’un 15. maddesinde ise, “Kendilerine 13 ve 14 üncü maddeler uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren, taraflardan birinin veya her ikisinin gerekli yetkiyi haiz olmadıkları veya kendisinin çoğunluğu bulunduğu yolundaki itirazını sebeplerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ tarihinden itibaren altı iş günü içinde işyerinin bağlı olduğu bölge müdürlüğünün bulunduğu yerdeki iş davalarına bakmakla görevli mahkemeye yapabilir. Toplu iş sözleşmesi birden fazla bölge müdürlüğünün yetki alanına giren işyerlerini kapsadığı hallerde itiraz Ankara’ daki iş mahkemesine yapılır. İşletme toplu iş sözleşmesi için itiraz, işletme merkezinin bulunduğu yerdeki iş mahkemesine yapılır. İtiraz dilekçesi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına veya ilgili Bölge Müdürlüğüne kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde onunu temsil edemeyen sendika yetki itirazında bulunamaz.
İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata iddiasıyla süreye ilişkin itirazları mahkeme altı işgünü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme duruşma yaparak karar verir. Duruşma sonunda verilecek karar temyiz edildiği takdirde Yargıtayca onbeş gün içinde kesin karara bağlanır.
Mahkemeye itirazın yapılması, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Başvuru tarihinden sonra olmak üzere 07.11.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun Geçici 6. maddesinin 4. fıkrasında da, “Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce başlamış toplu iş sözleşmesi görüşmeleri ve toplu iş uyuşmazlıkları mülga 2822 sayılı Kanun ve bu Kanuna dayalı tüzük ve yönetmeliklere göre sonuçlandırılır” denilerek, kanunun yürürlüğünden önce ortaya çıkan uyuşmazlıklara ilişkin geçiş hükmü öngörülmüştür.
Dosya içeriğinden, davacı sendika tarafından, davalı şirkete ait işyerlerinde, kanunun aradığı çoğunluğu sağladığının tespiti için 12.03.2012 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına başvuruda bulunulduğu, bakanlık tarafından yapılan 16.11.2012 tarih ve 13835 sayılı tespite göre, başvuru tarihi itibariyle işletmede 841 işçi çalıştığı, davacı sendika üyesi sayısının 351 olduğu ve bu suretle davacı sendikanın kanunun aradığı gerekli çoğunluğu sağlayamadığının belirlendiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davalı C.. Ş.. işyerlerinde başvuru tarihi itibariyle 908 işçi bulunduğu, 66 işçinin girişinin muvazaalı olduğu, buna göre işçi sayısının 842 olduğu, davacı sendikanın ise 419 üyesi bulunması sebebiyle, sendikanın işletmede gerekli çoğunluğu sağlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma eksik ve hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporuna karşı, davacının, gerekçeleri ifade edilmiş ve somut itirazları bulunmaktadır. Öncelikle, mahkemece, davacı vekili tarafından, bilirkişi raporuna karşı ileri sürülen itirazlar yönünden gerekli araştırma yapılmalıdır. Bu anlamda, itiraz dilekçesinde belirtilen ve sendika üyeliklerinin geçerli sayılması gerektiği iddia edilen işçiler ile işveren vekili olduğu ve işçi sayısına dahil edilemeyeceği belirtilen kişilerin hukuki durumları duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmeli, bu hususta bilirkişiden yeniden rapor alınmalıdır. Davacı vekili tarafından ileri sürülen somut itirazlar araştırılmadan ve bu itirazlar karar gerekçesinde karşılanmadan hüküm tesisi isabetsizdir.
Öte yandan, bilirkişi raporunda tespit edilen, işe giriş bildirgesi başvuru tarihinden sonra verildiği halde, işe giriş tarihi başvuru tarihinden önceki dönem gösterilen 66 işçi yönünden gerekli araştırma Sosyal Güvenlik Kurumundan yapılarak, belirtilen işçilerin, işe giriş bildirgelerinin verildiği tarih kuruma sorulmalı ve bu husus kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmelidir.
Ayrıca, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, işe giriş bildirgesi başka işkolunda bulunan işyeri üzerinden verilen ancak yapılan hatanın SGK tarafından düzeltildiği gerekçesiyle işçi sayısına dahil edilen 15 işçi yönünden de yapılan araştırma yetersizdir. Mahkemece, belirtilen işçiler ile ilgili gerçekleşen işlemler Sosyal Güvenlik Kurumundan sorularak ilgili tüm belge ve kayıtlar getirtilmeli, bu işçilerle ilgili bildirgelerin verilme zamanı, talep üzerine hatanın ne şekilde düzeltildiği hususları tam olarak ortaya konulmalı ve bilirkişiden bu hususta da ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmelidir. Anılan hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.