Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/8205 E. 2014/11864 K. 07.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8205
KARAR NO : 2014/11864
KARAR TARİHİ : 07.05.2014

MAHKEMESİ : Ankara 15. İş Mahkemesi
TARİHİ : 12/02/2014
NUMARASI : 2012/769-2014/127
D
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili müvekkilinin 23.02.2005-04.04.2011 tarihleri arasında davalı işyerinde inşaat emlak memuru- basın ve müracaat memuru olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin kurum hizmetlerinin yeniden yapılandırılması çerçevesinde güvenlik hizmetleri işinin dışarıdan hizmet satın almak sureti ile yerine getirilmesi kararlaştırıldığından gerekçesi ile feshedildiğini, iş sözleşmesinin feshinden sonra davacının kıdem ve ihbar tazminatlarının ödendiğini ancak eksik ödendiğini, gösterilen sebeplerin gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin güvenlik biriminde çalışmadığını, haksız ve geçersiz olduğunu, güvenlik birimi ile ilgisi olan olmayan çalışanların da aynı gerekçe ile işten çıkarıldıklarını, feshin son çare olması ilkesinin gözetilmediğini iş sözleşmesinin feshinin geçersizliğine, müvekkilinin işe iadesine, davacının kanuni sürede işe başlamak için başvurması halinde, kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süreye ilişkin, en fazla dört aylık ücreti ve diğer haklarının ödenmesinin tespitine, davacı müvekkilinin iş sözleşmesi işverence hiçbir sebep gösterilmeksizin kötüniyetli olarak feshedildiği nazara alınarak, davacının kanuni sürede başvurması halinde davalı işverence en son yaptığı işe uygun olarak işe başlatılmaması hali için belirlenecek iş güvencesi tazminatının sekiz aylık ücretinin hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davalının kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olduğunu, davacının iş sözleşmesine de yeniden yapılanma çerçevesinde güvenlik ve refakat memurluğu hizmetleri kadrolarının iptal edilerek dışarıdan hizmet satın alınarak işin yerine getirilmesinin daha uygun olduğuna ilişkin yeniden yapılandırma planına uygun olarak yönetim kurulunun 28.03.2011 tarihli ve onbir sayılı toplantısında alınan sekiz nolu karar ile 31.03.2011 tarihi itibariyle son verildiğini, işletmesel karar çerçevesinde işverenin işçinin iş sözleşmesine son vermesi durumunda geçerli sebeple fesih söz konusu olduğunu, davacının haksız ve hukuki mesnetten yoksun davasının reddilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece feshin son çare olması gerektiği, fesih hakkının önceki işçiden daha nitelikli ve donanımlı işçi istihdam edilmesi amacıyla kullanılamayacağı, zira kanunun iş güvencesine öncelik tanıdığı, davacının daha önce basın yayın biriminde çalıştığı, yeniden yapılandırma sonucu oluşturulan organizasyon yapısına göre bu birimde bir şef ve bir memur kadrosunun bulunduğu, davacının iş sözleşmesinin feshinden sonra bu kadroda başka bir işçinin açıktan atanmak suretiyle istihdam edildiği, yeniden yapılanma ve tasarruf amacıyla fesih hakkının kullanıldığı ileri sürülürken bu sebeple bağdaşmayacak şekilde aynı birimde yeni bir işçi istihdam edilmiş olduğu, buna göre fesih hakkının dayandırıldığı sebeplere uygun olarak kullanılmadığı gerekçesi ile feshin geçersizliğine ve davacı işçinin işe iadesine, işe başlatmama tazminatının dört aylık ücret tutarı olarak ve çalıştırılmadığı süre için en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının belirlenmesine karar verilmiştir.
Kararı kanuni süresi içinde davalı temyiz etmiştir.
Mahkeme tarafından davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince temyizi üzerine 22. Hukuk Dairesinin 2012/5786 esas 2012/18396 karar sayılı 14.09.2012 tarihli kararı ile özetle “..davacının sadece müracaat, refakat ve gözetim görevlisi olmadığı daha önce davalı işverenlikte sırasıyla inşaat emlak memuru ve daha sonrasında basın ve müracaat memuru olarak çalıştığı, yeniden bu memurluklarda çalışma imkanının olup olmadığı araştırılmamış ve bilirkişi raporunda bu husus üzerinde de durulmadığı, Mahkemece endüstri mühendisi, işletme ekonomisti ve insan kaynakları uzmanlarından oluşan üçlü bilirkişi kurulundan denetime elverişli, ayrıntılı bilirkişi raporu alınması, feshe son çare olarak başvurulup vurulmadığının açıkça belirlenmesi ve bundan sonra hüküm kurulması gerektiğinden eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır. ” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yargılama yapılmış ve üçlü bilirkişi kurulundan bilirkişi raporu alınmıştır.
Dosya içeriğinden, davacının 23.02.2005 – 31.03.2011 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde 23.02.2005 tarihinde inşaat emlak şefliğinde memur olarak göreve başladığı, davacının davalı işverenlikte çalışmalarına 31.01.2008 tarihinden itibaren basın yayın müdürlüğünde yine memur unvanıyla devam ettiği ve 13.03.2008 tarihinde ise davalı işverenlik idari ve sosyal işler müdürlüğünde müracaat ve refakat ve gözetim görevlisi olarak çalıştığı anlaşılmaktadır.
Her ne kadar mahkemece bilirkişi heyetinin raporunda belirttiği mütalaasına itibar edilmeyerek feshin geçersizliğine hükmedilmiş ise de, davacının basın-yayın müdürlüğünde, bir mesleği öğrenemeyecek kadar kısa bir zaman kaldığı, sözkonusu müdürlükte çalışan kişinin niteliklerinin davacıdan bu meslek açısından daha iyi olduğu, davacının daha önce çalıştığı inşaat-emlak müdürlüğünde boş kadro olmadığı, davacının iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayandığı yönündeki bilirkişi kurulu raporundaki değerlendirmenin dosya içeriğine uygun olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda fesih geçerli sebebe dayanmaktadır ve davanın reddi gerekirken yazılı şekilde kabul edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 940,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 07.05.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.