Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/7898 E. 2014/7853 K. 10.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7898
KARAR NO : 2014/7853
KARAR TARİHİ : 10.04.2014

MAHKEMESİ : Karşıyaka 4. İş Mahkemesi
TARİHİ : 28/01/2014
NUMARASI : 2013/82-2014/35

Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin geçerli sebep olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süreye ilişkin ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının işveren vekili olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davalı işyerinde üretim müdürü pozisyonunda yaklaşık yirmiüç yıldır çalışan davacının işgücüne olan ihtiyacı ortadan kaldıran bir organizasyon değişikliği bulunmadığı, üretim biriminin ve müdürlüğünün varlığını sürdüğü, davacının görev alanının ortadan kalkmadığı, bu pozisyona bir başka işçinin getirildiği, esasen üretime ara verilmesi, üretimin durdurulması söz konusu olmadığına üretim müdürüne ihtiyacın da varlığını koruduğu, feshin işçinin yeterliliğine ya da davranışlarına değil, işletme gereklerine dayalı olduğu ve fesih nedeninin sonradan değiştirilip genişletilemeyeceği, işçi hakkında performans ölçme değerlendirme kayıtlarının da bulunmadığı ve feshin geçerli sebebe dayanmadığı gerekçesi ile feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi işçinin işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili ve yardımcıları veya işyerinin bütününü sevk ve idare eden ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekili konumunda bulunmaması gerekir.
İş güvencesinden yararlanamayacak işveren vekilleri her şeyden önce, işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekilleri ile yardımcıları olduğuna göre, işletmenin tümünü yöneten genel müdürler ile yardımcıları iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacaktır. Ancak belirtelim ki, işyerinde genel müdür veya genel müdür yardımcısı unvanının kullanılması tek başına iş güvencesi kapsamı dışında bulunma sonucunu doğurmaz. Önemli olan, kendisine temsil yetkisi verilip verilmediği ve işletmenin bütününü yönetip yönetmediğidir; bu hususta görev tanımı ve konumuna bakmak gerekir.
İş güvencesinden yararlanamayacak işveren vekillerinin ikinci grubunu, işletmenin değil de işyerinin bütününü yöneten ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekilleridir.
Buna göre, işletmenin bütününü sevk ve idare edenler, başka bir şart aranmaksızın işveren vekili sayılırken; işletmenin değil de işyerinin bütününü sevk ve idare edenlerin anılan anlamında işveren vekili sayılabilmesi için ilave olarak, işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisini haiz olması şartı aranır. İşyerinin tümünü sevk ve idare ile işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi katlanmış olarak, birlikte aranır. Dolayısıyla bir banka şubesi müdürü ile fabrika müdürü, işyerini sevk ve idare etmekle beraber, özgür iradesi ile işçi alma ve işten çıkarma yetkisi yoksa işveren vekili sayılmaz. İş güvencesinden yararlanır. Aynı şekilde, işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan insan kaynakları müdürü ile personel müdürü, işyerinin tümünü yönetmediğinden iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilecektir.
Somut olayda; davalı işyerinde üretim müdürü olarak çalışan davacının iş sözleşmesi organizasyon yapısında değişikliğe gidilmesi ile istihdam fazlalığının ortaya çıktığı , eğitim seviyesine uyan başka bir pozisyonun bulunamadığı gerekçesiyle feshedilmiştir. Davacının iş güvencesi hükümleri kapsamında olup olmadığının belirlenmesi bakımından hangi işyerinde çalıştığı somut olarak ortaya konulmalı davacı her iki işyerinden sorumlu olacak şekilde işletmenin sevk ve idaresinden sorumlu ise işveren vekili olarak kabul edilmelidir. Mahkemece bu yön gözetilmeden eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 10.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi..