Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/7751 E. 2014/8506 K. 17.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7751
KARAR NO : 2014/8506
KARAR TARİHİ : 17.04.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 11. İş Mahkemesi
TARİHİ : 26/12/2013
NUMARASI : 2013/22-2013/928

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı davalı firma bünyesinde yurtdışında çalıştığını, dönüşte daha üst düzeyde bir konumda çalıştırılması gerekirken eski statüsünden daha aşağı bir seviyede çalışması yönünde davalı şirket tarafından teklifte bulunulduğunu ancak kabul etmediğini, iş sözleşmesinin de nu nedenle feshedildiğini, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı davacının çalıştığı pozisyonunun yurtdışından geldiğinde dolu olması nedeni ile ücretli ve ücretsiz izin kullandırıldığını, kendisine aynı statü ve ücretle teklifler yapıldığını, davacının bu teklifleri reddettiğini, bu sebeple iş sözleşmesini haklı olarak feshedildiğini beyan ederek, davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece; davacının davasında haklı olduğu, davalı işverenin iş akdinin feshinde haklı ya da geçerli bir neden ortaya koyamadığı takdir ve kanaatine varılmış ve davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 01.11.2012 tarihli ve 2012/23616 esas, 2012/24142 karar sayılı ilamıyla “davacının işveren vekili yardımcısı olup olmadığı, (genel müdüre bağlı olarak çalışıp çalışmadığı) açıklığa kavuşturulması, işveren vekil yardımcısı olmadığının tespiti halinde ise davalı işyerinde davacıya teklif edilen pozisyonların daha önce çalışmış olduğu pozisyon ile aynı veya benzer nitelikte olup olmadığı ve buna göre feshin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı konularında alınacak raporun tüm dosya kapsamı ile birlikte değerlendirilmesi” için bozulmuştur.
Mahkeme yapılan yargılamada işşçinin iş şartlarında esaslı tarzda aleyhine yapılan değişikliği kabul etme zorunluluğu yoksa da, işverenin geçerli nedene dayalı yaptığı değişiklikten dolayı bunu kabul etmeyen işçinin iş sözleşmesini fesih hakkı 4857 sayılı İş Kanunu’nun 22. maddesi hükmünden doğduğunu, feshin 4857 sayılı Kanun’un 25/II. maddesi gereği değil, 22. maddesi uyannca iş sözleşmesinin feshedilmesi gerektiği, İşverenin bu durumda haklı nedenle feshe başvuramayacağı gerekçesiyle kbulüne karar vermiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin haklı veya geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı Kanun’un 18 ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanun’un 25/II. maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz. İşçinin geçerli bir feshe sebep olabilecek davranışları 4857 sayılı Kanun’un 25. maddesinde öngörülen ve işverene derhal fesih yetkisi tanıyan haklı sebeplerden farklıdır. Yargılama sırasında bu nedenlerin ağırlıkları her olayın özelliğine göre değerlendirilmelidir. İşçinin iyiniyet ve ahlak kurallarına uymayan davranışı sonucunda iş ilişkisine devam etmek işveren açısından çekilmez hale gelmişse, diğer bir anlatımla güven temeli çökmüşse işverenin haklı sebeple derhal fesih hakkı doğar. Buna karşılık işçinin davranışı taraflar arasında bulunması gereken güven temelini çökertecek ağırlıkta bulunmamakla, iş ilişkisine devamı tam anlamıyla çekilmez hale getirmemekle birlikte, işin normal işleyişini bozuyorsa, işyerindeki uyumu olumsuz yönde etkiliyor ve işverenden bu nedenle iş ilişkisini yürütmesi normal olarak beklenemiyorsa 4857 sayılı Kanun’un 18/1. maddesi gereği geçerli fesih hakkı doğar.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Somut olayda, davacının 10.02.2011’de ki yurtdışındaki görevinin sona erdiği, yurtdışından döndükten sonra kendisine bir süre izin kullandırıldığı, akabinde davacıya 28.04.2011 tarihinde doğrudan genel müdüre raporlama yapacak olan Geo Expansion ve Strategy Leader-Coğrafi Geliştirme ve Strateji Lideri ve Gps Business Development Executive-GPS iş Geliştirme Yöneticiliği pozisyonunun teklif edildiği ancak davacının reddettiği, yine davalı işverence 27.06.2011’de ve 20.07.2011 tarihlerinde Güneydoğu Afrika Operasyon Müdürlüğü ile en son Tiger Lead-İş Geliştirme Lideri pozisyonlarının teklif edildiği bu posizyonlarında doğrudan genel müdüre raporlama ile sorumlu olduğu, ancak davacının bu teklifide teklif edilen görevlerde çalışanların kendisinden alt seviye bantta olduğu, uzun yıllar daha kapsamlı üst düzeydeki görevelerde çalıştığını, daha önceden görev yaptığı pozisyona kıyasen rütbe tenzili olduğu gerekçeleri ile reddettiği anlaşılmıştır. Davacı en son teklif edilen görevi 01.08.2011 de reddetmiş ve kendisine 05.08.2011 de iş sözleşmesinin feshedildiği bildirilmiştir. Buna göre davacı kendisine yapılan teklifleri çeşitli gerekçelerle kabul etmediğinden, izinin bittiği tarih olan 31.03.2011 tarihinden fesih tarihi olan 01.08.2011’e kadar herhangi bir işte çalışmamıştır. Davalı işyeri tarfından davacının pozisyonuna uygun çeşitli görevlendirmeler yaparak feshin son çare olması durumuna istinaden davacıya teklifte bulunulduğu, davacının da ısrarla teklifleri reddettiği belirlenmiştir. Bu durumda davacının eylemi işin yürütümünü olumsuz yönde etkileyen ve işyerindeki uyumu bozar nitelikte olup, işverenden bu nedenlerle iş ilişkisini yürütmesi normal olarak beklenemeyeceğinden iş sözleşmesinin 4857 sayılı Kanun’un 18/2 maddesi uyarınca geeçerli nedenle feshedildiği kabul edilerek davanın reddi yerine kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 25,20 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 24,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 0,90 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 1.130,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 17.04.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.