Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/754 E. 2014/1422 K. 04.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/754
KARAR NO : 2014/1422
KARAR TARİHİ : 04.02.2014

MAHKEMESİ : Ankara 14. İş Mahkemesi
TARİHİ : 08/10/2013
NUMARASI : 2013/145-2013/609

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi….. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haklı veya geçerli bir sebep olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkil şirket ile çalışan firmalar ile ortak hareket ederek müvekkil şirket ile çalışan firmaların KDV kaçırmasına yardımcı olduğunu, iş sözleşmesinin feshinin haklı sebebe dayandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, “… ancak davacının 17 yıla yakın bir süredir davalı firmada çalışması, uzun süreli bu çalışma sürecinde görevi yapması/yapmamasına ilişkin hiçbir uyarı olmamış olması, davalı işverenin bu olay nedeniyle maddi bir zarara uğramadığının açık olması, bu olayda davacının kişisel menfaatinin bulunmaması olguları birlikte göz önünde tutulduğunda davacının iş sözleşmesinin feshinin ağır bir yaptırım teşkil ettiği ve feshin geçerli nedenlere dayanmadığı…” gerekçesiyle davanın kabulü ile feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında, iş sözleşmesinin feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 19. maddesinin 1. fıkrasına göre işveren fesih bildirimini yazılı yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır. Fesih bildirimi yazılı yapılmamışsa veya fesih sebebi açık ve kesin bir şekilde belirtilmemişse aynı kanunun 21. maddesi gereğince geçerli sebep gösterilmediği kabul edilir.
Buna karşılık, aynı Kanun’un 25’inci maddesinde öngörülen, işverenin haklı nedenle derhal feshinde ise yazılı şekil şartı aranmamaktadır. Keza, haklı nedenle fesihte, fesihten önce 4857 sayılı İş Kanunu’nun 19. maddesinde öngörülen savunma alma koşulu bulunmamaktadır.
Dosya kapsamından, davalı işyerinde müşteri sorumlusu olarak çalışan davacının iş sözleşmesinin, davalı şirketin distribütörü olan ve davacının sorumluluğunda olan dava dışı D.. Pazarlama Dağıtım A.Ş. ile dava dışı G.. Gıda firmasının sule aykırı faturalandırma ilişkisi içerisine girdiğini bildiği halde bunu işverene bildirmediği gerekçesiyle feshedildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacının görevi kapsamında ve sorumluluğunda olan dava dışı D.. Pazarlama Dağıtım A.Ş.’ye dava dışı G.. Gıda firması tarafından 31.07.2012, 31.08.2012, 30.09.2012 tarihlerinde yüksek meblağlı faturalar kesildiğini ve bu faturaların takip eden aylarda birebir aynı rakamlarla iade faturalarına konu edildiğini bildiği halde işverene bu durumu bildirmediği, savunmasında da bu hususu ikrar ettiği anlaşılmakla, her ne kadar davacının eylemi haklı fesih ağırlığında olmasa da, güven ilişkisini zedeleyecek boyutta olan bu davranışından dolayı artık işverenden iş sözleşmesinin devamı beklenemeyeceğinden feshin geçerli sebebe dayandığının kabulü ile davanın reddi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulü hatalı olmuştur.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen nedenlerle;
1- Yerel mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2- Davanın REDDİNE,
3- Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4- Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 100,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5- Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 04.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.