Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/7212 E. 2014/7339 K. 08.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7212
KARAR NO : 2014/7339
KARAR TARİHİ : 08.04.2014

MAHKEMESİ : Adana 4. İş Mahkemesi
TARİHİ : 27/09/2012
NUMARASI : 2011/938-2012/623

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin mevsimlik işçi olarak gösterildiğini ileri sürerek, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının istifa ederek ayrıldığını, ihbar tazminatı talep edemeyeceğini, mevsimlik işçi olarak çalıştığı için yıllık ücretli izin hakkı bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Uyuşmazlık davalı işyerinde yapılan işin mevsimlik iş olup olmadığı ve davacının yıllık izin ücretine hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Çalışmanın sadece yılın belirli bir döneminde yoğunlaştığı işyerlerinde yapılan işler mevsimlik iş olarak tanımlanabilir. Söz konusu dönemler işin niteliğine göre uzun veya kısa olabilir. Her zaman aynı miktarda işçi çalıştırmaya elverişli olmayan ve işyerinde yürütülen faaliyetin niteliğine göre işçilerin her yıl belirli sürelerde yoğun olarak çalıştıkları ve fakat yılın diğer döneminde işçilerin iş sözleşmelerinin ertesi yılın faaliyet dönemi başına kadar ara vermeyi gerektiren işler mevsimlik iş olarak değerlendirilebilir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 53/3. maddesi uyarınca, mevsimlik işlerde yıllık ücretli izinlere ilişkin hükümler uygulanmaz. Bir başka anlatımla, mevsimlik işçi, 4857 sayılı Kanun’un yıllık ücretli izin hükümlerine dayanarak, yıllık ücretli izin kullanma veya buna dayanarak ücret alacağı isteminde bulunamaz. Hemen belirtmek gerekir ki, 53/3. maddede ki kural, nispi emredici kural olup, işçi lehine bireysel iş sözleşmesi ya da toplu iş sözleşmesi ile yıllık ücretli izne ilişkin hükümler düzenlenebilir ve mevsimlik işçiler için yıllık izin hakkı tanınabilir.
Mevsimlik çalışmalarda, kural olarak işçinin yıllık ücretli izin hakkı bulunmamakta ise de, işyerinde geçen çalışmaların yılda onbir ayın üstünde gerçekleştiği takdirde işçinin dinlenme hakkının varlığının kabulü gerekmektedir. 4857 sayılı Kanun’un 53. maddesinde mevsimlik işlerde yıllık izin hakkının doğmayacağı belirtilmiş ise de, yılın ne kadar bölümünde çalışılma halinde işin mevsimlik iş sayılacağı yönünde bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Şu halde, yılın tamamına yakın bir bölümünde çalışılma halinde Anayasal temeli olan dinlenme hakkının tanınmasının gerekeceği açıktır.
Dosya içeriğinden, 27.10.1999 tarihinden beri çalışan davacının iş sözleşmesinin yılın belirli dönemlerinde askıya alındığı, bu anlamda davacının mevsimlik işçi statüsünde çalıştığı anlaşılmaktadır. Nitekim, davacının çalışmalarının, Ç.. M.. işyerinde geçtiği gözetildiğinde, mevsim şartlarına göre belirli dönemlerde daha fazla iş gücüne ihtiyaç doğması da kaçınılmazdır.
Mahkemece, 27.10.1999 tarihinde davalı işyerinde çalışmaya başlayan davacının 05.06.2006 tarihine kadar onbir aydan az çalıştığı, 05.06.2006 ilâ 15.09.2010 tarihleri arasında ise kesintisiz çalıştığının kabulü ile bu dönem yönünden yıllık izin ücretinin hesaplandığı bilirkişi raporuna itibarla hüküm kurulmuş ise de, bilirkişi raporu dosya içeriğine uygun olmadığından hükme esas alınabilecek nitelikte değildir. Sigortalı hizmet döküm cetvelinden, davacının, çalışma süresinin tamamında kesintisiz çalışmasının bulunmadığı ve iş sözleşmesinin askıya alındığı dönemler olduğu anlaşılmaktadır. Şu halde, davacının onbir ay ve üzerinde çalışmasının bulunduğu yıllar bakımından yıllık ücretli izin hakkının doğduğu, onbir ayın altında çalışmalarının geçtiği yıllar açısından ise yıllık ücretli izin hakkının bulunmadığı kabul edilerek belirlenecek yıllık izin ücreti alacağının hüküm altına alınması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.