Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/5903 E. 2014/7084 K. 07.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5903
KARAR NO : 2014/7084
KARAR TARİHİ : 07.04.2014

MAHKEMESİ : Ankara 12. İş Mahkemesi
TARİHİ : 30/10/2013
NUMARASI : 2010/548-2013/904

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalı ile imzaladıkları avukatlık sözleşmesi ile 2005 ve 2006 yılları arasında, davalıya ait işyerinde, onun emir ve talimatları doğrultusunda tam zamanlı olarak çalıştığını, iş sözleşmesini evlilik nedeni ile feshettiğini belirterek kıdem tazminatı ile işyeri kapsam dışı personel yönetmeliği gereği emsal işçilere ödenen ikramiye, sosyal yardım, ilave tediye, makam ve sorumluluk tazminatı isteklerinin hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin vekalet akdine dayandığını, iş akdi olmadığını beyanla davanın öncelikle görev yönünden reddini talep etmiştir.
Mahkemece taraflar arasında vekalet ilişkisi bulunduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir.
Kararı süresi içinde davacı vekili temyiz etmiştir.
Uyuşmazlık taraflar arasındaki ilişkinin İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 8/1 maddesi uyarınca “İş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir. Ücret, iş görme (emek) ve bağımlılık iş sözleşmesinin belirleyici unsurlarıdır.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1. maddesinde iş mahkemelerinin görevi, “İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi” olarak belirlenmiş olmakla, işçi sıfatını taşımayan kişinin talepleriyle ilgili davanın, iş mahkemesi yerine genel görevli mahkemelerde görülmesi gerekir.
Dosya içeriğine göre, taraflar arasında imzalanan sözleşmede davacının kendi bürosunda işleri takip edeceği, gerektiğinde Avukatlık Kanunu’na dayanarak tevkil yetkisiyle işleri BOTAŞ dışından başka bir avukata verebileceği, bu işlemden dolayı doğabilecek ücret yükümlülüklerinden avukatın sorumlu olacağı belirtilmiştir. Ancak, davacı taraf, Botaş bünyesinde davacı ile benzer şartlarda çalışan avukatların çalışma şekillerindeki muvazaa ile ilgili kurum müfettişlerince rapor düzenlendiğini savunmuştur. Yeminli dinlenen davacı tanığı, davacının servis hizmetinden yararlandığını, öğle yemeklerini davalı işyerinde yediğini belirtmiştir. Diğer davacı tanığı ise, üniversiteden arkadaşı olan davacının işe girerken kendisine ait büroyu adres olarak gösterdiğini beyan etmiştir. Bu durumda, davacının sözleşme kapsamında çalıştığı süre içinde kendi yazıhanesinin olup olmadığı, Botaş dışında iş takibi yapıp yapmadığı, davalıya ait işleri kendi yazıhanesinden yürütüp yürütmediği, bazı işleri tevkil yetkisine dayanarak başka bir avukata bırakıp bırakmadığı hususları araştırılmalıdır. Davacının davalıya ait işyerinde fiilen çalışma şekli belirlenmeli, avukatlık sözleşmesinin aksine tam zamanlı olarak işyerinde bulunup bulunmadığı tereddüte yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturularak sonuca gidilmelidir. Eksik incelemeyle karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.