Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/5742 E. 2014/6957 K. 21.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5742
KARAR NO : 2014/6957
KARAR TARİHİ : 21.03.2014

MAHKEMESİ : Ankara 9. İş Mahkemesi
TARİHİ : 20/11/2013
NUMARASI : 2013/287-2013/1071

Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, iş sözleşmesinin feshinin geçersizliğine ve işe iadeye karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme hükmü taraflarca temyiz edilmiştir.
Davalı işverence feshin haklı ve geçerli sebebe dayandığı ispatlanmadığından, mahkemece feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiş olması dosya içeriğine uygun olduğundan, davalıların bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Her iki davalının faaliyet ve uzmanlık alanının farklı olması karşısında davalılar arasındaki ilişkide muvazaadan söz etmek mümkün olmadığından, davacının davalılardan A… A.Ş.’deki işine iadesine dosya içeriğine uygun olduğundan davacının bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak, davalılar arasındaki ilişkinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6 ve 7. maddelerine uygun ve geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisi olduğu halde, mahkemece davalı asıl işveren T.. A.. hakkında davanın husumetten reddine karar verilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının dahili davalı A.. A..’ye İADESİNE,
3-Davacının kanuni sürede işe başvurmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde davalılar tarafından müştereken ve müteselsilen ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih sebebi dikkate alınarak takdiren davacının dört aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin BELİRLENMESİNE,
5-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 25,20 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 24,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 0,90 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 1.500,00 TL vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 418,15 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalıların yaptığı yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
8-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 21.03.2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ

Mahkemece, çağrı merkezi hizmeti sözleşmesinin doğrudan muvazaalı olduğunun söylenemeyeceği belirtilerek taraflar arasında muvazaa bulunmadığını, alt işveren-asıl işveren ilişkisi bulunduğunu belirterek, davanın kabulü ile davacının A.. A..’ye iadesi gerektiğine karar verilmiştir.
2821 sayılı Yasa, 07.11.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6356 sayılı Sendikalar ve toplu iş sözleşmesi yasası ile yürürlükten kaldırılmıştır. Bu yasa ile iş kolları tüzüğüde ortadan kalkmış bunun yerine 19.12.2012 tarihli 28502 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren iş kolları yönetmeliği almıştır. İş kolları yönetmeliğinin 7. sıra numarasında iletişim iş kolu düzenlenmiş olup bu yönetmelikte Türkiye Haber-İş Sendikasının iş kolu olan 7. sıra numaralı ”İletişim İşkoluna” iletişim işkolunda faaliyet gösteren çağrı merkezleri dahil edilmiştir.
6356 sayılı Yasa ve bu yasaya dayanılarak hazırlanan ve 19.12.2012 tarih ve 28502 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren İşkolları yönetmeliği ile Bakanlığın ilk tespiti ve Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin konuyla ilgili kararı ortadan kalkmıştır. Zira yürürlüğe giren işkolları yönetmeliği işkollarını yeniden düzenlemiş ve ”iletişim işkolunda faaliyet gösteren çağrı merkezlerini 7. sıra numaralı ”İLETİŞİM” işkolunun altında düzenlemiştir. Daireye gelen emsal dosyalardan yeni işkolları yönetmeliği karşısında Ankara 12. İş Mahkemesinin 2013/207 esas sayılı işkolu tespitine yönelik derdes dava olduğu anlaşılmaktadır. Bu dava dosyasının sonucunun beklenmemesi de hatalıdır.
Somut olayda, davalı Türk Telekom A. Ş. ile dava dışı A… Rehberlik ve Müştreiz Hizmetleri A. Ş. arasında imzalanan çağrı merkezi işletim sözleşmesi ve ekleri, benzer dosyalarda Dairemizce incelenmiştir. Buna göre sözleşme kapsamındaki işin mahiyeti, Telekom müşterilerine verilen hizmetler hakkında diğer bilgilendirme hizmetlerinin verilmesi olarak açıklanmıştır. Dava dışı şirket bu hizmeti Türk Telekom binasında vermektedir.
Yine sözleşme içeriğine göre, dava dışı A.. Rehberlik ve Müşteri Hizmetleri A. Ş.’nin aylık olarak davalıya bildireceği personel giderleri ile diğer masraflar %10 fazlasıyla davalı şirket tarafından karşılanmaktadır. Çalışanların işe alınma ve çıkarılmayla ilgili kriterleri de doğrudan davalı Türk Telekom belirlemiştir. Öte yandan davalı şirket iletişim hizmetleri vermektedir. Bu yönüyle Telekom müşterilerini hizmetler konusunda çağrı merkezi yoluyla bilgilendirme de doğrudan davalı şirketin asıl işi niteliğindedir.
Sözü edilen emsal dosyalarda, davalı Türk Telekomünikasyon A. Ş. ‘nin işçinin asıl işvereni olduğu yargı kararı ile sabit hale gelmiştir. Dosya içeriğine göre, iş sözleşmesinin feshi haklı ya da geçerli nedene dayanmamaktadır. Davacı tarafından da feshin sendikal nedene dayandığı kanıtlanamamıştır. İşe iade isteğinin asıl işveren Türk Telekomünikasyon A. Ş. yönünden kabulü gerekirken yazılı şekilde hatalı gerekçeyle hüküm kurulması hatalı olmuştur.21.03.2014