Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/5682 E. 2014/5650 K. 13.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5682
KARAR NO : 2014/5650
KARAR TARİHİ : 13.03.2014

MAHKEMESİ : Ankara 12. İş Mahkemesi
TARİHİ : 26/11/2013
NUMARASI : 2013/295-2013/1045

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının yetersiz performans sebebi ile feshedildiğini, davalı işyerinin 30 işçi çalıştımadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan keşif doğrultusunda, holding içerisinde yer alan şirketlerin ayrı tüzel kişilikleir olduğu, şirketler arası hukuki fiili bağ olduğu, davacının iş sözleşmesinin feshinin sebebinin açık ve kesin olarak belirtilmediği gerekeçsiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında fesih tarihi itibariyle işverence otuz veya daha fazla işçi çalıştırılıp çalıştırılmadığı ve dolayısıyla davacının iş güvencesi kapsamında kalıp kalmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesidir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesinin birinci fıkrasına göre iş güvencesi hükümlerinden yararlanmak için otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerinde çalışmak gerekir. Aynı maddenin dördüncü fıkrasına göre işverenin aynı iş kolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan sayısı bu işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısına göre belirlenir. İşçi sayısına ilişkin bu hüküm nispi emredici olduğundan, daha az işçi sayısını öngören sözleşme hükümleri geçerli kabul edilmektedir.
Somut olayda davacının teknik müdür olarak olarak çalıştığı davalı şirketin dava konusu işyerinde fesih tarihi itibariyle çalışan işçi sayısının otuz işçiden az olduğu, davalı şirketin holding bünyesinde başka şirketlerinde olduğu ancak bu şirketlerin ayrı tüzelkişiliği olduğu, ayrı iş kolunda çalıştıkları belirlenmiştir. Dolayısıyla otuz işçi sayısının sadece davalı şirket çalışanlarının esas alınarak karar verilmesi gerektiğinden, davacının iş güvencesinden yararlanamayacağı anlaşılmış olup davanın reddi yerine kabulüne dair yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 25,20 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 24,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 0,90 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 161,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 13.03.2014 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, kararın onanması gerekir görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma kararına katılamıyorum.13.03.2014