Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/5269 E. 2014/5559 K. 11.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5269
KARAR NO : 2014/5559
KARAR TARİHİ : 11.03.2014

MAHKEMESİ : Gaziantep 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 17/12/2013
NUMARASI : 2013/303-2013/661

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin sendikaya üye olduğu için sendikal sebeble işverence feshedildiğini ileri sürerek, sendikal tazminat alacağını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının sendikal sebeble işten çıkartılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, bozma ilamı usul ve kanuna uygun bulunduğundan uyulmasına karar verilmiştir. Yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere dayanılarak davacının fesih tarihi itibariyle sendika üyesi olmadığı gerekçesiyle davanın reddine verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, iş sözleşmesinin sendikal sebeble feshedilip feshedilmediği noktasında toplanmaktadır.
Sendikal tazminat dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 31. maddesinde düzenlenmiş, işçilerin işe alınmalarının, belli bir sendikaya girmeleri veya girmemeleri veya belli bir sendikadaki üyeliği korumaları veya üyelikten istifa etmeleri şartına bağlı tutulamayacağı ilk fıkrada hükme bağlanmıştır. Sözü edilen maddenin üçüncü fıkrasında ise işverenin, sendika üyesi olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında, işin sevk ve dağıtımında, işçinin mesleki ilerlemesinde, işçinin ücret, ikramiye ve primlerinde, sosyal yardım ve disiplin hükümlerinde ve diğer hususlara ilişkin hükümlerin uygulanması veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayırım yapamayacağı kuralı getirilmiştir. Konuya dair bir başka güvence bahsi geçen maddenin beşinci fıkrasında öngörülmüş, işçilerin sendikaya
üye olmaları veya olmamaları sebebiyle iş sözleşmelerinin feshedilemeyeceği, yine kanuna uygun sendikal faaliyetler sebebiyle işten çıkarılamayacakları ya da farklı uygulamaya tabi tutulamayacakları hükme bağlanmıştır.
İşverenin 2821 sayılı Kanun’un 31. maddesinin üçüncü ve beşinci fıkralarına aykırı davranması halinde, işçinin bir yıldan az olmamak üzere sendikal tazminata hak kazanacağı hususu da kanunda ifadesini bulmuştur.
2821 sayılı Kanun’un 31. maddesinde 4773 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrasında, işçinin iş sözleşmesinin sendika üyeliği ya da sendikal faaliyetleri sebebiyle feshedilmesi halinde, doğrudan sendikal tazminat talep hakkının olmadığı açıklanmış, 4857 sayılı İş Kanunu’nun iş güvencesine dair hükümlerinin uygulanacağı kuralı getirilmiştir. Fesih dışında kalan sendikal sebebe dayanan ayrımcılık hallerinde ise işçinin doğrudan sendikal tazminat davası açma hakkı bulunmaktadır.
4773 sayılı Kanun ile sözü edilen maddeye eklenen yedinci fıkrada ise iş güvencesi hükümlerinin uygulaması dışında kalan hallerde ve feshe bağlı tazminat istekleriyle sınırlı olmak üzere ispat yükünün işverene ait olduğu öngörülmüştür. Bu durumda sendikalsebeble fesih iddiasıyla açılan feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iade davasında ispat yükü, önceden olduğu gibi işçi üzerindedir. Ancak, iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayan bir işçinin açmış olduğu sendikal tazminat isteklerini içeren bir davada, aksinin ispatı işverene aittir.
Dairemizce, sendikal tazminat davalarında ispat yükünün işçide olduğu hallerde, işyerinde çalışan ve sendikaya üye olan işçilerin sayısı, hangi tarihlerde üye oldukları, üyelikten çekilen işçilerin olup olmadığı, işyerinde çalışmakta olan işçilerin bulunup bulunmadığı, aynı dönemde yetki prosedürünün işletilip işletilmediği, işyerinde önceki dönemlerde toplu iş sözleşmelerinin bağıtlanıp bağıtlanmadığı, yeni işçi alınıp alınmadığı ve alınmışsa yeni işçilerin sendikalı olup olmadığı gibi hususlarla, işverence ekonomik veya teknolojik sebeblere dayalı bir fesih yoluna gidilmesi durumunda teknik yönden bu durumun araştırılması gibi ölçütler belirlenmiştir.
Dosya içeriğne göre, davacının sendika üyeliği için 07.11.2009 tarihinde notere başvurduğu ve sendikanın 11.12.2009 tarihli yönetim kurulu kararı ile sendika üyeliğine kabul edildiği anlaşılmaktadır.
Davacının iş sözleşmesinin feshedildiği tarih itibariyle sendika üyeliği için başvurduğu anlaşılmakla bu durumda davacının iş sözleşmesinin sendikal sebeble feshededildiğinin kabulü gerekmektedir. Ayrıca işveren iş sözleşmesinin feshinin sendikal nedene dayanmadığı iddiasını da ispatlayamamıştır. Davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.