Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/5128 E. 2014/5829 K. 13.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5128
KARAR NO : 2014/5829
KARAR TARİHİ : 13.03.2014

MAHKEMESİ : İzmir 11. İş Mahkemesi
TARİHİ : 10/12/2013
NUMARASI : 2012/248-2013/568

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, iş sözleşmesinin haklı bir sebep olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süreye ilişkin ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı, davacının tüm görev ve sorumluluklarının liste halinde belirlendiği, görev tanımının gerektirdiği işleri gereği gibi yerine getirmediğini, bu sebeple iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II-h. maddesi uyarınca feshedildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı işverenin davacıyı işi tam anlamıyla yapmadığı için işten çıkartmak yerine kendisinin ilgili eğitimleri almasını sağlamadığı, feshin son çare olması ilkesine uyulmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesinde iş sözleşmesinin işveren tarafından işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanılarak feshedilebileceği düzenlenmiştir. Sözkonusu geçerli sebepler 4857 sayılı Kanun’un 25. maddesinde belirtilen derhal fesih için öngörülen haklı sebepler olduğu gibi, bu nitelikte olmamakla birlikte, işçinin ve işyerinin normal yürüyüşünü olumsuz etkileyen hallerdir. İşçinin sık sık rapor alması kanunun gerekçesinde bu sebepler içinde sayılmıştır. İşçinin yeterliliğinden veya davranışlarından kaynaklanan sebepler ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde fesih için geçerli sebep olabilirler. İş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli sebeplere dayandığı kabul edilmelidir.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Dosya içeriğine göre, davacı işçinin davalı şirkete ait işyerinde 14.03.2011-18.01.2012 tarihleri arasında laboratuvar mühendisi olarak çalıştığı, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından 18.01.2012 tarihli fesih bildirimi ile 13.01.2011 tarihinde amirinin sözlü uyarılarına rağmen ana görevi olan kuvars giriş kalite kontrollerinde sorumluluklarını yerine getirmediği, iş takibi yapmadığı ve bu tavrının görevini yerine getirirken süreklilik arz ettiği gerekçesiyle 4857 sayılı Kanun’un 25. maddesinin II. fıkrasının “h” bendi uyarınca yapmakla sorumlu bulunduğu görevleri hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi sebebiyle feshedildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece davalı işverenin davacıya gerekli eğitimleri vermediği gerekçesiyle feshin geçerli sebebe dayanmadığı sonucuna varılmış ise de bu dosya içeriğine uygun değildir. Davacının fesih tarihinden önce de görevi olan hammadde kontrollerini gereği gibi yerine getirmediği, bu sebeple şirketin zararına yol açtığı, ilgilenmesi gereken firma yetkilileri ile ilgilenmediği, feshe neden olan eylemi neticesinde de işini gereği gibi yapmadığı için şirketin zararına sebebiyet verdiği anlaşılmaktadır. Davacının yaptığı işe karşı ilgisizliği göz önüne alındığında artık taraflar arasında iş ilişkisinin sürdürülmesi beklenemez. Bu yönler dikkate alınarak işverence yapılan feshin geçerli sebebe dayandığının kabulü gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen nedenlerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 25,20 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 24,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 0,90 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 280,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 13.03.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.