Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/503 E. 2014/1345 K. 03.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/503
KARAR NO : 2014/1345
KARAR TARİHİ : 03.02.2014

MAHKEMESİ : Ankara 13. İş Mahkemesi
TARİHİ : 28/11/2013
NUMARASI : 2012/63-2013/820

Hüküm süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilin yapmadığı bir davranış gerekçe gösterilerek iş sözleşmesinin 24.01.2012 tarihinde feshedildiğini, davacının baştan beri davalı Telekom işçisi olduğunu, davalı Telekom ile davacının çalıştığı gösterilen Assistt şirketleri arasında muvazaa olduğunu, bu nedenle A…şirketinin toplu iş sözleşmesine aykırı olarak disiplin kurulu kararı olmaksızın iş sözleşmesini feshetmesinin haksız olduğunu, müvekkilinin iş sözleşmesinin feshinin haklı veya geçerli sebebe dayanmadığını ileri sürerek feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Telekom vekili davacının işyerinin davalı Assist şirketi olduğunu belirterek davanın husumet nedeniyle reddini savunmuştur.
Davalı A.. vekili, davacının iş sözleşmesinin feshinin haklı nedenle yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davalı işveren tarafından davacı işçinin iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin kanuni ve yöntemince ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulü ile feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
Hüküm taraflarca yasal süresi içinde temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı ve davalı T.. A..’nin tüm davalı A… Rehberlik ve Müşteri Hizmetleri A.Ş.’nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık iş sözleşmesinin feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı noktasındadır.
Somut olayda, davacının davalı müşteri temsilcisi olarak çalıştığı, iş sözleşmesinin ise 24.01.2012 tarihli yazılı fesih bildirimi ile davacının kendisine gelen çağrıları engellemek suretiyle çağrıların çalışanlar arasında eşit olarak dağıtılmasını bloke ettiği ve sistemi kötüye kullandığı gerekçe gösterilerek iş sözleşmesinin feshedildiğinin davacıya bildirildiği anlaşılmaktadır.
Bilirkişinin emsal olarak kabul ettiği işçilerle davacının aynı zaman dilimi içinde aldığı çağrı sayısının karşılaştırılarak davacının davranışlarının yeniden değerlendirilmesi gerekir.
Mahkemece hükme esas alınan raporda emsal olarak kabul edildiği belirtilen işçilerin çağrı sayılarının aynı dönem içerisinde olup olmadığı, emsal işçiler ve davacının bu dönem içerisinde izin ve rapor gibi çalışmadığı sürelerin bulunup bulunmadığı denetlenebilir değildir.
Davacı ve emsal işçilerin kıyaslandıkları dönem içinde aldıkları izin ve rapor sürelerinin araştırılarak fiili çalışma süreleri aynı olan işçilerin mukayese edilerek değerlendirilmeleri gerekmektedir.
Öte yandan davacının işverene verdiği savunmasında mola sırasında sistemin kendisini otomatik olarak başkasına çağrı yönlendirmeye (ACW) attığını belirtmiş bu hususunda teknik bilirkişi tarafından incelenmesi gerekir.
Ayrıca işyerinde işçilerin mola süresini kısa tutup çalışma süresi içerisinde kullanmadıkları ara dinlenme süresine tekabül eden süreyi serbestçe kullanıp kullanamayacakları, bu süre içinde başkasına çağrı yönlendirme yapıp yapamayacakları hususunda işveren talimatının olup olmadığı araştırılması gerekir.
Mahkemece tüm bu yönler gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.