Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/4790 E. 2014/5767 K. 13.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4790
KARAR NO : 2014/5767
KARAR TARİHİ : 13.03.2014

MAHKEMESİ : Ankara 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 17/12/2012
NUMARASI : 2011/403-2012/1027

Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, davacının 17.9.2008-15.12.2009 tarihleri arasında çalıştığını, kamyon şoförü olarak çalışırken iş akdi sona erdirilirken yasal işçi alacaklarının ödenmediğinden Ankara 18 iş mahkemesine 2010/48 sayılı dosya ile alacak davası ikame edildiğini, yargılama sonrasında davacının alacakları için Ankara 14 icra müdürlüğünün 2011/731 sayılı icra dosyası takibe konulduğunu, davacılardan Mehmet Uğuzun kendisini arayarak anlaşma hususunda baskı yapıldığını söylediğini, kendisinin bunun üzerine davalı vekilini arayadığında davacının ibranamesinin (14.02.2011) bugün kendisine getirildiğini gerekli işlemleri yaptıklarını beyan ettiğini, müvekkilinin ibranameden tek kuruş dahi almadığını imzanın kendisine ait olduğunu ancak şirket muhasebecisinin isteği doğrultusunda işe başlarken ve sonrasında bir çok kez istenilen yere imza attıklarını, davalının ödediğini ispatlaması gerektiğini, davalı şirket tarafından daha sonra ibraname belgesi sunulduğunu, davacının böyle bir belgeyi imzalamadığını, davaya konu olan belgenin iptaline, davacıya 15.500 TL ödenmediğinin tespitine, takibin devamına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının ibraname imzaladığını, tüm alacakların ödendiğini, iş mahkemelerinin görevsiz olduğunu bu nedenle davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, ibranamede sadece imzanın el ürünü olup geriye kalan tüm yazılan bilgisayar çıktısı halinde olduğu, dinlenen davacı tanıklarının davacıdan işe girerken boş olarak alınmış imzalı kağıdın doldurulması suretiyle söz konusu belgenin düzenlenmiş olduğunu işçilik alacaklarının ödenmediğini söylediği, davalı işverenin şirket olduğu gözetildiğinde yapılan bu ödemelerin şirket defter ve hesaplarına geçirilmiş olması gerektiği düşünülmüş söz konusu defter ve belgelerin mahkemeye ibrazı istenmişse de davalı tarafça ödeme belgeleri dosyaya sunulmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında ibranamenin imzalı kağıdın üzeri doldurulmak suretiyle hazırlandığı ve davacının ibranamede belirtilen alacakları alıp almadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır. Dosya kapsamından davacı ile birlikte altı işçinin işten çıkarıldığı üç işçinin alacaklarının icra kanalı ödendiği anlaşılmaktadır. Davalının tüzel kişi olduğu düşünüldüğüne davalının
belge ve defterlerinin celbi ile alacakları icra kanalı ile ödendiği anlaşılan işçilere ve davacıya yapılan ödemelerin defter kayıtlarında gösterilip gösterilmediğini tespit edilmeli sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile verilen karar hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 13.03.2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY

Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Yerel Mahkeme davayı kabul etmiş, yapılan temyiz üzerine Karar, Dairemizce, araştırmaya yönelik olarak oyçokluğu ile bozulmuştur.
Kanaatimce, bozma gerekçesi farklı olmalı idi.
Dosya içindeki ibraname davacı tarafından imzalanmıştır.
İrade fesadı yönünde herhangi bir iddia ve ispat sözkonusu değildir.
Buru durumda ibranameye değer verilip, açılan davanın reddi gerekirken, kabulü hatalı olmuştur.
Yerel Mahkeme Kararın, açılan davanın reddi gerektiği gerekçesi ile bozulması kanısında olduğumdan, sayın çoğunluğun farklı bozma gerekçesine katılamıyorum. 13.03.2014