Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/4779 E. 2014/5347 K. 10.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4779
KARAR NO : 2014/5347
KARAR TARİHİ : 10.03.2014

MAHKEMESİ : Ankara 18. İş Mahkemesi
TARİHİ : 24/12/2013
NUMARASI : 2013/395-2013/960

Hüküm süresi içinde davalı B.. Telekom A.Ş. avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Türk Telekom Personeli Biriktirme ve Yardım Sandığı Genel Müdürlüğü vekili, davacının B.. Telekom ve Turizm A.Ş. çalışanı olduğunu, husumet nedeni ile davanın reddi gerektiğini, savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı B… Telekom ve Turizm A.Ş. vekili ise, iş sözleşmesinin yeniden yapılandırma sonucunda oluşan organizasyon değişikliği sebebi ile feshedildiğini, feshin son çare olarak uygulandığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece fesih ihbarından önce işçinin savunmasının alınmadığı, davalı tarafça fesih için açık ve kesin bir gerekçenin bildirilmediği, işçi azaltma yoluna gidilirken hangi objektif kriterlere uyularak neden davacının tercih edilerek işten çıkartıldığı ortaya konmadığı ve feshin son çare olması ilkesinin de gözetilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı B… Telekom ve Turizm A.Ş. vekili temyiz etmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler; sürüm ve satış imkanlarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini imkansız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma imkanlarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Somut olayda tahsilat bölümünde kasa işlemleri uzmanı olarak çalışan davacının, Yönetim Kurulunun aldığı karar doğrultusunda yeniden yapılandırma ve organizasyon değişikliği sonucunda işgücü sayısı ve iş pozisyonu için aranan yeterlilik ve nitelikler dolayısı ile değerlendirilmesine imkan bulunmadığı, iş alternatifinin bulunmadığı ve davacıya sunulan ikale sözleşmesi şartlarını kabul etmemesi gerekçe gösterilerek iş sözleşmesi feshedilmiştir. Her ne kadar mahkemece davanın kabulü ile davacının işe iadesi yönünde hüküm kurulmuşsa da, davalı tarafça alınan işletmesel kararın tutarlı olarak uygulanıp uygulanmadığı konusunda yeterli araştırmanın yapılmadığı anlaşılmaktadır. Tutarlılık ve ölçülülük denetimi kapsamında, işverenin bu kararı tutarlı şekilde uygulayıp uygulamadığı, feshin son çare olması ilkesine uyulup uyulmadığı, davacının başka bir birimde değerlendirilip değerlendirilemeyeceği yönünden somut olarak araştırma yapılmalıdır.
Bu nedenle mahkemece, bir insan kaynakları uzmanı, bir işletme yönetimi uzmanı, bir mali müşavirden müteşekkil üç kişilik bilirkişi kurulu oluşturularak, alınan işletmesel karar doğrultusunda gerçekleşecek yapılanma çerçevesinde personel azaltımı konusunda alınan kararın tutarlı olarak uygulanıp uygulanmadığı, fesihte keyfi davranıp davranılmadığı, işletmesel karar sonucu feshin kaçınılmaz olup olmadığı, işçinin kıdem ve niteliklerine göre bir başka işte değerlendirilme olanağı bulunup bulunmadığı, kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli ve diğer delillerle birlikte bir sonuca varılmalıdır. Yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 10.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.