Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/4764 E. 2014/5926 K. 14.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4764
KARAR NO : 2014/5926
KARAR TARİHİ : 14.03.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 9. İş Mahkemesi
TARİHİ : 23/10/2013
NUMARASI : 2012/585-2013/611

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, boşta geçen süre ücret ve diğer haklar ile işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminatın belirlenmesini istemiştir.
Davalı vekili, feshin haklı sebebe dayandığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak, şikayet dilekçesi veren şahitler H. A., E. A., K. K. ve E. G. beyanlarının alındığı, beyanlarında şikayet dilekçelerinin içeriğini hatırlayamadıkları gibi bir kısım şahitlerin çelişkili beyanlarda bulundukları, şikayet dilekçelerinin içeriğinde hakaret içeren sözler bulunmadığı, buna göre, davacının çalışanlara karşı uygunsuz davranışlarda bulunduğu, küfür ettiği, aşağıladığı hususlarının ispat edilemediği sebepleriyle feshin geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanun’un 25/11. maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Dosya içeriğinden, davacının 02.05.2007-17.06.2010 tarihleri arasında davalı işverene ait işyerinde şef olarak çalıştığı, iş sözleşmesinin 18.06.2010 tarihli fesih bildirimi ile, davacının birimine bağlı olarak çalışan erkek çalışanlara karşı ağza alınmayacak sözler sarfettiği, kişilik ve gururlarını hiçe sayarak aşağılayıcı davranışlar sergilediği konusunda alman yazılı şikayet dilekçelerinin merkez yönetime ulaştığı, konu ile ilgili araştırma yapıldığı, şikayetin doğru olduğu kanaatine varıldığı, iş etiğine uymayan ve iç huzuru bozan bu tutumunun kabul edilemez olduğu belirtilerek 4857 sayılı Kanun’un 25/II-d. maddesince 17.0.2010 tarihi itibariyle feshedildiği, davacı hakkında feshe konu olaylarla ilgili işverene 11 adet şikayet dilekçesi verildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece verilen ilk kararın, Dairemizce, “….Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 31. maddesine göre, yargıcın olayı aydınlatma görevi bulunmaktadır. Dava dosyasındaki bilgi ve belgeler bu haliyle karar vermek için yeterli değildir. Mahkemece, davacı hakkında feshe konu olaylarla ilgili onbir adet şikayet dilekçesi veren tanıklar dinlenerek, dinlenecek tanık beyanlarına karşı davacının da beyanı alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile sonuca gidilmesi hatalıdır….” gerekçesiyle bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyularak şahitlerin beyanlarının alındığı görülmüştür.
Somut olayda, davacının işyerinde olumsuz davranışlarda bulunduğuna dair verilen onbir adet personel şikayet dilekçesinin olduğu, dilekçede ismi bulunan şahitlerin, olayların üzerinden zaman geçtiği sebebiyle hakaret olayını tam olarak hatırlamadıklarını, dilekçelerdeki imzaların kendilerine ait olduğunu beyan ettikleri, dinlenen diğer davalı şahitlerinin beyanlarından da davacının olumsuz davranışlarını doğruladıkları anlaşılmış olup, mahkemece, dilekçe sahibi şahitlerin, mahkemedeki beyanları ile dilekçelerindeki beyanları arasında çelişki olduğu, beyanlarında davacının hakaretine dair beyan bulunmadığı, dilekçe içeriklerinde de hakarete ilişkin sözler bulunmadığı gerekçesiyle haklı sebeple feshin ıspatlanamadığı kabul edilmiş ise de dilekçe sahibi tanıkların dilekçeler altındaki imzaların kendilerine ait olduğunu, aradan zaman geçtiği için hakaret olayını hatırlamadıklarına dair beyanları karşısında, davacının işyerinde olumsuz davranışlarda bulunduğu, bu olumsuz davranışlarının 4857 sayılı Kanun’un 25/11. maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmasada, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlar niteliğinde olduğu ortadadır. Hal böyle olunca, iş sözleşmesinin geçerli sebeple feshedilmesi şartlarının oluştuğu gözetilmeden davanın reddi yerine kabulüne yönelik yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. Maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 25,20 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 24,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 0,90 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacınm yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 30,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 14.03.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.