Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/4731 E. 2014/5015 K. 06.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4731
KARAR NO : 2014/5015
KARAR TARİHİ : 06.03.2014

MAHKEMESİ : İzmir 11. İş Mahkemesi
TARİHİ : 17/12/2013
NUMARASI : 2012/1159-2013/576

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti
Davacı vekili, iş sözleşmesinin feshedildiğini, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin haklı sebeplerle feshedildiğini, ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, feshin geçerli sebebe dayanmadığını, yapılan feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesi gerekitğini belirterek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanun’un 25/II. maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz. İşçinin geçerli bir feshe sebep olabilecek davranışları 4857 sayılı Kanun’un 25. maddesinde öngörülen ve işverene derhal fesih yetkisi tanıyan haklı sebeplerden farklıdır. Yargılama sırasında bu sebeplerin ağırlıkları her olayın özelliğine göre değerlendirilmelidir. İşçinin iyiniyet ve ahlak kurallarına uymayan davranışı sonucunda iş ilişkisine devam etmek işveren açısından çekilmez hale gelmişse, diğer bir anlatımla güven temeli çökmüşse işverenin haklı sebeple derhal fesih hakkı doğar. Buna karşılık işçinin davranışı taraflar arasında bulunması gereken güven temelini çökertecek ağırlıkta bulunmamakla, iş ilişkisine devamı tam anlamıyla çekilmez hale getirmemekle birlikte, işin normal işleyişini bozuyorsa, işyerindeki uyumu olumsuz yönde etkiliyor ve işverenden bu nedenle iş ilişkisini yürütmesi normal olarak beklenemiyorsa 4857 sayılı Kanun’un 18/1. maddesi gereği geçerli fesih hakkı doğar.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Somut olayda, davacının iş sözleşmesi sorumluluklarına vermesi gereken hassasiyet ve özeni gösteremediği, müşteri talebi doğrultusunda geliştirilen numune imalatının tam, eksiksiz tamamlanmadığı, görev ve sorumlulukları gereğince yerine getirmediği bu suretle maddi manevî zarara uğratabilecek sorumsuz davranışlarının olduğu, personeli şirket aleyhine motive ettiği, birlik ve bütünlüğe zarar verdiği, bu sebeplerle de iş sözleşmesi 4857 sayılı Kanun’un 25/11-b. ve e. bentleri gereğince feshedildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, sözkonusu işletme riskinin işyerini sevk ve idare yetkisinde bulunmayan postabaşı olan davacı işçiye yüklenemeyeceği, numunelerle ilgili mesainin bitiminden sonra geri çağrıldığında direngenlik göstermeksizin tekrar işe geldiği, numunenin onay almasında da seri üretime geçilmesinde de herhangi bir engelin ortaya çıkmadığı, işyerindeki on dakikalık kısa toplantı çağrısının davacı tarafından yapılmadığı, davacının işveren aleyhine konuşması ve kışkırtmasının sözkonusu olmadığı, bu itibarla işverence gerçekleştirilen feshin geçerli sebebe dayanmadığı gerekçesiyle davacının işe iadesine karar verilmiş ise de; mahkemenin kabulü dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Davacının numune üreticisi olarak çalıştığı, dosyada bulunan görev tanımına göre numunelerin kalitesinden, eksiksiz ve zamanında yetiştirmesi konusunda sorumlu olduğu açıktır. Davalı işyerinden müşterileri tarafından talep edilen numunelerin teslim edileceği zamanın kendisine bildirildiği, davacının bilgilendirme yapılmadığı yönünde bir iddiası olmadığı gibi davacının teslimden bir gün önce teslimi yapılacak numune bitmemesine rağmen fazla mesai yapamayacağını da bildirmiştir. Dosyada bulunan davalı işyeri çalışanlarının yazılı dilekçelerine göre numunelerin teslimi ile ilgili aksaklığın yaşandığı gün, bir kısım çalışanları üretim mühendisi ve işyeri aleyhine konuşmalar yaptığı anlaşılmaktadır. Davacının diğer personellerin toplanması ile ilgili çağrıyı yapan kişi olmamasının bu açıdan önem arzetmeyeceği açıktır. Davacının eylemleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davalı işveren tarafından iş sözleşmesinin geçerli sebeple feshedildiğinin kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulü yönünde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 25,20 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 24,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 0,90 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 180,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500,00 TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 06.03.2014 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, kararın onanması gerekir görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma kararına katılamıyorum. 06.03.2014