Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/33828 E. 2014/35488 K. 15.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/33828
KARAR NO : 2014/35488
KARAR TARİHİ : 15.12.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 13. İş Mahkemesi
TARİHİ : 25/04/2013
NUMARASI : 2013/149-2013/150

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile ücret, izin, fazla çalışma, hafta ve genel tatil alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının iş sözleşmesinin, güven sarsıcı, doğruluk ve iyiniyet kurallarına aykırı davranışları sebebiyle haklı olarak feshedildiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1.Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2.İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı söz veya davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere kanundaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır.
Somut olayda, davalı işveren işyerinde teknik servis elemanı olarak çalışan davacı ve Kemal Volkan isimli işçinin, 01.09.2010 tarihinde duruşmada beyanına başvurulan N.. Ö.. isimli müşterinin evine kombi bakımı için gittikleri, gerekli servis hizmeti verilirken müşterinin, bacanın da değişmesi gerektiği konusunda uyarılarak bu işi de yapmayı teklif ettikleri, müşterinin kabul etmesi üzerine takılacak baca için malzeme alınması gerektiğinden bahisle kendisinden 100,00 TL para talep ettikleri, müşterinin üzerinde para olmadığını bildirmesi üzerine eşinin işyerine gidip 100,00 TL’yi alarak malzemeyi alıp yerine taktıkları, müşterinin 100,00 TL’yi çok bulması üzerine 80,00 TL’ye işi yapmayı kabul ederek 20,00 TL’sini iade ettikleri ve müşteriye nalburiye tarafından kesilmiş 100,00 TL’lik fatura verdikleri; müşterinin bir miktar paranın iadesi üzerine bu olaydan şüphelenip nalburu faturadaki telefon numarasından araması ve aslında alınan malzemenin bedelinin 30-40,00 TL olduğunu öğrenmesi üzerine, davalı işyerini arayıp durumu aktardığı; bunun üzerine davalı işverenin müşterinin evine gelerek yerinde tespit yaptığı ve yapılan iş sebebiyle 50,00 TL servis ücreti takdir edip müşteriye fazla tahsil edilen miktarın fazlasını iade ettikleri, daha sonra da hem davacının hem de yanındaki diğer elemanın iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebeple feshedildiği dosya kapsamı ile sabittir.
Mahkemece, işveren tarafından yapılan suç duyurusunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar esas alınarak iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğinin ispat edilemediği gerekçesi ile kabul kararı verilmiş ise de verilen karar hatalıdır.
Şöyle ki; davacı, davalı işveren tarafından servis elemanı olarak kendisine duyulan güveni kötüye kullanarak, işverenden gizli olarak kendi çıkarına iş yapıp, parasını tahsil etmek suretiyle doğruluk ve bağlılığa aykırı davranış sergilemiştir. Davalı işverenin artık bu işçiye güvenerek servise göndermesini beklemek hayatın olağan akışına aykırıdır. Davacı işçi, kendi kusurlu davranışı ile aradaki güven ilişkisini zedelemiştir ve işveren, haklı sebeple iş sözleşmesini feshetmiştir. Bu sebeple, davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 15.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.