Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/33531 E. 2014/35948 K. 16.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/33531
KARAR NO : 2014/35948
KARAR TARİHİ : 16.12.2014

MAHKEMESİ : Diyarbakır 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 16/09/2014
NUMARASI : 2014/307-2014/878

Hüküm süresi içinde duruşmalı olarak davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; duruşma gününün taraflara tebliği için davetiyeye yapıştırılacak posta pulu bulunmadığından duruşma isteğinin reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, fazla çalışma, hafta ve genel tatil alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının ibra ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Bozma ilamına uyan mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı, hafta tatilde çalışıp çalışmadığı, karşılık ücretlerinin hesaplanma şekli taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Usule ilişkin kazanılmış hak müessesesi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesiyle yürürlüğüne devam olunan mülga 1086 Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda açıkça düzenlenmemiş olup, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay inançları ile kabul edilmiş bir usul hukuku ana ilkesidir ve kamu düzeni ile de ilgilidir.
Gerçekten 04.02.1959 tarih ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme kararında vurgulandığı üzere; Yargıtayca bir kararın bozulması ve mahkemenin bozma kararına uyması halinde, bozulan kararın bozma sebeplerinin kapsamı dışında kalmış cihetlerinin kesinleşmiş sayılması, davaların uzamasını önlemek maksadıyla kabul edilmiş çok önemli bir usul hükmüdür. Ve yine, o konun bozma sebebi sayılmamış ve başka sebeplere dayanan bozma kararına mahkemenin uymuş olması, taraflardan birisi lehine usulü bir kazanılmış hak meydana getirir ki , bu hakkı ne mahkeme ne de Yargıtay zarara uğratabilir.
Bu itibarla usulü kazanılmış hak müessesesi; mahkemeye hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi; Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma sebeplerinin kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleştiğinden, bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez.
Eş deyişle kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak teşkil eder.
Bu noktada, taraflardan yalnız birinin temyizi üzerine verilen bozma kararına uyan mahkemenin, temyiz eden tarafın, önceki karara oranla daha aleyhine olan bir hükmü veremeyeceği de açıktır.
Mahkemece, bozma ilamına uyarak yeniden bilirkişi incelemesi yaptırarak alınan rapor doğrultusunda yeniden belirlenen alacağın hüküm altına alındığı ancak temyiz eden tarafın aleyhine usulü kazanılmış hak ilkesine aykırı olarak hükme esas alınan bilirkişi raporunda dondurma sezonunu 1 Nisan-31 Ekim yerine yılın onbir ayı kabul edilerek fazla çalışma ve hafta tatili ücretin hesaplanması ve buna göre hüküm tesis etmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 16.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.