YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/33274
KARAR NO : 2014/35572
KARAR TARİHİ : 15.12.2014
MAHKEMESİ : Ankara 7. İş Mahkemesi
TARİHİ : 25/06/2014
NUMARASI : 2013/1401-2014/758
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğini belirterek feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının ihtarname ile işe davet edilmesine rağmen işe dönmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece; fesih bildiriminin yazılı olarak yapılmadığı ve karşı tarafa tebliğ edilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, feshin geçersizliği ile davacının işe iadesine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı konusu olup normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler; sürüm ve satış imkanlarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, hammadde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini imkansız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma imkanlarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşveren ispat yükünü yerine getirirken, öncelikle feshin biçimsel şartlarına uyduğunu, daha sonra, içerik yönünden fesih sebeplerinin geçerli (veya haklı) olduğunu ispatlayacaktır. Feshin işletme, işyeri ve işin gerekleri sebepleri ile yapıldığı ileri sürüldüğünde, öncelikle bu konuda işverenin işletmesel kararı aranmalı, bağlı işveren kararında iş görme ediminde ifayı engelleyen, bir başka anlatımla istihdamı engelleyen durum araştırılmalı, işletmesel karar ile istihdam fazlalığının meydana gelip gelmediği, işverenin bu kararı tutarlı şekilde uygulayıp uygulamadığı (tutarlılık denetimi), işverenin fesihte keyfi davranıp davranmadığı (keyfilik denetimi) ve işletmesel karar sonucu feshin kaçınılmaz olup olmadığı (ölçülülük denetimi-feshin son çare olması ilkesi) açıklığa kavuşturulmalıdır.
Somut olayda, davacının 01.02.2013-16.08.2013 tarihleri arasında motorlu kurye olarak çalıştığı, dosya içeriğinde yer alan davalı tarafından 16.08.2013 tarihinde Türkiye İş Kurumuna hitaben yazılan yazıdan, davalı işverenlik tarafından iş sözleşmesinin 16.08.2013 tarihi itibariyle feshedildiği anlaşılmaktadır. Dosya içeriğinde yer alan davalı tarafından davacıya karşı yöneltilen 28.10.2013 tarihli ihtarnamede; küresel ekonomik kriz sebebiyle davalı şirketin müşteri sayısında ve cari gelirlerinde azalma, cari giderlerinde artma oluştuğu ve bunların sonucunda şirketin ödemelerinde ciddi sıkıntılar doğduğundan personel azaltımına gidilerek davacının iş sözleşmesinin bu sebeplerle 16.09.2013 tarihinde feshedildiğinden bahsedilmektedir. Ancak dosya kapsamında fesih bildirimi ile buna ilişkin tebligat evrakının dosya kapsamında bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu sebeple öncelikle mahkemece, mevcut olması halinde yazılı fesih bildirimi ile bu bildirimin davacıya yapıldığına dair tebligat evrakı getirtilmeli, savunma hakkı kapsamında davalı şahitlerinin de beyanlarına başvurulmalıdır. Devamında, işyerinde istihdam fazlalığının oluşup oluşmadığının organizasyon şeması, fesih tarihi ve sonrası Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarının da dosya arasına alınması suretiyle ayrı ayrı saptanması ve fesihten sonra işyerine davacı ile aynı nitelikte işçi alınıp alınmadığının belirlenmesi için insan kaynakları uzmanı, işletmeci mali müşavirden oluşan bilirkişi heyetinden işyeri kayıtlarını yerinde inceleme yetkisi verilmek suretiyle rapor alınmalı ve sonucunda düzenlenecek rapor ile tüm dosya içeriği birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekir. Belirtilen yönler dikkate alınmadan eksik inceleme ile verilen karar hatalı olup hükmün bozulması gerekmektedir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.