Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/32371 E. 2014/34913 K. 09.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/32371
KARAR NO : 2014/34913
KARAR TARİHİ : 09.12.2014

MAHKEMESİ : Ankara 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 02/05/2014
NUMARASI : 2012/514-2014/594

Hüküm süresi içinde davalı Sağlık Bakanlığı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı Bakanlık, davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece istek gibi hüküm kurulmuştur.
Temyiz:
Kararı kanuni süresi içinde davalı Sağlık Bakanlığı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı Sağlık Bakanlığı’nın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Alt işveren, bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve görevlendirdiği işçileri sadece bu işyerinde çalıştıran diğer işveren olarak tanımlanabilir. Alt işverenin iş aldığı işveren ise, asıl işveren olarak adlandırılabilir. Bu tanımdan yola çıkıldığında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin unsurları, iki ayrı işverenin olması, mal veya hizmet üretimine dair bir işin varlığı, işçilerin sadece asıl işverenden alınan iş kapsamında çalıştırılması ve tarafların muvazaalı bir ilişki içine girmemeleri gerekir. Alt işverene yardımcı iş ya da asıl işin bir bölümü, ancak teknolojik sebeplerle uzmanlık gereken işin varlığı halinde verilebilecektir. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinde asıl işveren alt işveren ilişkisini sınırlandırılması yönünde kanun koyucunun amacından da yola çıkılarak asıl işin bir bölümünün alt işveren verilmesinde “işletmenin ve işin gereği” ile “teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler” ölçütünün bir arada olması gerektiği belirtilmelidir. 4857 sayılı Kanun’un 2. maddesinin 6. ve 7. fıkralarında tamamen aynı biçimde “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler” sözcüklerine yer verilmiş olması bu kararlılığı ortaya koymaktadır.
Somut olayda; davalı işyeri bir devlet hastanesidir. Davacı ise, hastane işyerinde otopark, çiçekçi, büfe, kırtasiye, kafeterya ve fotokopi çekimi işlerini işletmek üzere kira sözleşmesi imzalayan davalı şirkette işçi olarak çalışmaktadır. Otopark, çiçekçi, büfe, kırtasiye, kafeterya ve fotokopi çekimi işlerini işletmek hastane işi için asıl veya yardımcı iş niteliğinde bir iş değildir. Hastanelerle ilgili yönetmeliklerde de buralarda belirtilen işlere dair yer bulunacağına ilişkin bir hükme yer verilmiş değildir. Böyle olunca şirket çalışanı davacı için hastanenin dolayısı ile Sağlık Bakanlığının asıl işveren sıfatının bulunması mümkün olamaz. Kanuni durum bu şekilde olunca anılan işyerinin hastane içinde olması kanuni durumu değiştiremez.
Belirtilen sebeple davalı Bakanlığın husumet itirazı yerinde olduğundan Bakanlık hakkındaki davanın husumetten reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.