Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/32361 E. 2014/34275 K. 03.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/32361
KARAR NO : 2014/34275
KARAR TARİHİ : 03.12.2014

MAHKEMESİ : İzmir 7. İş Mahkemesi
TARİHİ : 25/02/2013
NUMARASI : 2012/213-2013/113

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekilinin 2005 yılına kadar Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünde bünyesinde önceleri belirli süreli 2001 Şubat ayından itibaren kadrolu şoför olarak çalıştığını, kurumun kapatılması sebebiyle davalı Bakanlığa bağlı Bornova zirai mücadele araştırma istasyonu müdürlüğünde çalışmasına devam ettiğini, 14.10.2010 tarihinde emekli olduğunu, müvekkiline sözleşmeli çalıştığı dönemde yıllık izin kullandırılmadığını, iş yeri tarafından izne esas alınmayan 2001 yılı ve öncesi döneme ait çalışmaların kıdem süresine esas alındığını ve hak kazanılan izin süresinin buna göre belirlendiğini belirterek yıllık izin alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı taraf davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık, işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir sebeple sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır.
Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı sebebe dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
İşçinin işe iade davası açması durumunda, izin ücretinin talep edilip, edilemeyeceği davanın sonucuna göre belirlenmelidir.
Gerçekten işçinin dava sonucu işe başlatılması durumunda, önceki fesih ortadan kalktığından ve iş ilişkisi devam ettiğinde 4857 sayılı Kanun’un 59. maddesi uyarınca izin ücreti istenemez.
İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile ispatlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
Sözleşmenin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret, işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu sebeple zamanaşımı da iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.
4857 sayılı Kanun’un 54. maddesinde, yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında, işçinin aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştığı sürelerin birleştirilerek göz önüne alınacağı hükme bağlanmıştır.
Bu durumda, işçinin daha önce aynı işverenin bir ya da değişik iş yerlerinde geçen hizmetlerinin yıllık izne hak kazanma ve izin süreleri hesabı yönlerinden dikkate alınması gerekir. Kamu kurum ve kuruluşlarında geçen hizmetlerin de aynı gerekçeyle izin hesabı yönünden birleştirilmesi zorunludur.
Somut olayda, mahkemece davacı işçinin mevsimlik iş sözleşmesi ile çalıştığı dönemde onbir ay ve daha fazla çalıştığı yıldan itibaren artık çalışmasının mevsimlik olarak nitelendirilemeyeceği ve bu onbir aylık süre geçirildikten sonraki dönemin tamamı için yıllık izin ücretine hükmedilmişse de; davacının çalışma sürelerine göre sadece üçyüzotuz günden fazla çalışılan yıllar bakımından yıllık izne hak kazandığı kabul edilmesi gerekmektedir. Mevsimlik çalışılan dönemdeki yıllık onbir ayı geçen yıldan sonraki tüm çalışma günlerinin toplanıp buna göre hesap yapılması hatalı olmuştur. Davacının mevsimlik işçi olarak çalıştığının anlaşılmasına göre talep ettiği dönemde yıllık çalışmasının onbir ayı geçen yıllar bakımından yıllık izne hak kazandığı dikkate alınarak ve yıllık izin süresi yıllık izne hak kazandığı dönemdeki kıdemi dikkate alınarak geçerli olan toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre belirlenmesi gereklidir. Mahkemece üçyüzotuz günün altında çalışılan yıllar dikkate alınmadan ayrı ayrı bir inceleme ile yıllık ücretli izin alacağı konusunda bir değerlendirme yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Açıklanan sebeple hükmün BOZULMASINA, 03.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.