Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/30139 E. 2014/30833 K. 10.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/30139
KARAR NO : 2014/30833
KARAR TARİHİ : 10.11.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 21/03/2013
NUMARASI : 2012/468-2013/165

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, işyerinde çalışırken ücret alacaklarının ödenmemesi sebebiyle iş sözleşmesini haklı olarak feshettiğini, alacaklarının tahsili için icra takibi yaptığını, davalının borca ve faize itiraz ettiğini, itirazında haksız olduğunu belirterek itirazın iptaline ve % 40 icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, diğer borçlu E..-H… Ltd. Şti.’nin sözleşme gereğince müvekkili şirkete verdiği temizlik hizmetinden dolayı müvekkili şirketten doğan alacağının takip dosyasından gönderilen haciz ihbarnamesi ile tamamen ödendiğini, davacının işvereninden olan tüm alacaklarını tahsil ettiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın devamı esnasında davalı A.. AVM AŞ.’nin kapak hesabı yaptırılarak asıl alacak ve tüm ferilerini ödediği, bu haliyle takip konusu asıl alacak işlemiş faiz ve feriler yönünden davanın konusunun kalmadığı anlaşılarak esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına ancak davacının % 40 icra inkar tazminatı talebinin alacağın likit olmaması ve yargılamayı gerektirmesi sebebiyle reddine karar verilmiştir.
Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İşçilik alacaklarıyla ilgili olarak yapılmış olan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında icra inkar tazminatına karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
İtirazın iptali davasında borçlunun haksızlığına karar verilmesi halinde ve alacaklının talep etmiş olması şartıyla, borç miktarının kanunda gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilir. İcra inkâr tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerekir. Özellikle, işçinin kıdemi, ücreti gibi hesap unsurları, işverence bilinen ya da belirlenebilecek hususlardır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 8. ve 28. maddelerinin, işverene bu gibi konularda belge düzenleme yükümü yüklediği de gözden uzak tutulmamalıdır.
Alacağın likit olması şartıyla, itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkâr tazminatına hükmedilmelidir. Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması, böylece borçlunun, borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Somut olayda, icra dosyasına bordro dökümleri de sunularak takip yapılan belirli iki aya ait ücret alacağı likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek gerekirken reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.