Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/30103 E. 2015/35439 K. 22.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/30103
KARAR NO : 2015/35439
KARAR TARİHİ : 22.12.2015

Y A R G I T A Y İ L A M I

MAHKEMESİ : İş Mahkemesi

DAVA : Taraflar arasındaki, maddi ve manevi tazminat alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı sebeplerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar avukatlarınca istenilmesi ve davacı avukatınca duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 10.11.2016 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına vekili … geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin marka, patent, tasarım ve sair hakların tescili, lisans, devir ve yenileme sözleşmeleri alanında faaliyet gösterdiğini, tüm yazılı evraklarının, vekalet sözleşmesinin, tanıtıcı broşür ve evraklarının özgün olduğunu, müvekkili şirketin işçisi olan davalı ….’ın müvekkilinin … Şubesinin yöneticisi olarak işe başladığını, ancak bu davalının sözleşmeye aykırı şekilde diğer davalı gerçek kişilerle birlikte, müvekkili ile aynı alanda faaliyette bulunmak üzere davalı şirketi kurduklarını, işyerini de müvekkili şubesinin olduğu işhanına açtıklarını, müvekkilinin şubesini kapalı tutarak müşteri çevresini davalı şirkete yönlendirdiklerini, materyallerini kullandıklarını, eser niteliğindeki marka vekalet sözleşmesi ile tanıtıcı broşürleri kopya ettiklerini, diğer çalışanları ikna ederek davalı şirkette çalışmasına sebep olduklarını, haksız rekabette bulunduklarını, taahhütde rağmen faaliyetlerine son vermediklerini ileri sürerek, haksız rekabetin tespitine, önlenmesine, maddi durumun ortadan kaldırılmasına, 10.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminatın faiziyle birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, taahhütnameyi ihlalden dolayı da ayrıca ….’dan 10.000 Avro maddi ve 30.000 Avro manevi tazminatın faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, uyuşmazlıkta fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesinin görevli olduğunu, dava konusu iddia ve taleplerin haksız olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle, davalı … yönünden davanın kısmen kabulüne, diğer davalılar bakımından davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut uyuşmazlıkta mahkemece, davacının işçisi olan davalı …’ın haksız rekabet teşkil eden eyleminin tespitinden sonra, işverence 10.06.2005 tarihine kadar işe devam ettirildiği ve böylece anılan davalının affedildiği gerekçesiyle, davalı …. bakımından haksız rekabetten kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir. Davalı ….’ın, haksız rekabet teşkil eden eylemlerde bulunduğunun tespit edilmesi üzerine, 22.03.2004 tarihli taahhütnameyi işverene sunduğu ve 10.06.2005 tarihine kadar işyerinde çalışmaya devam ettiği anlaşılmakla birlikte, davacı işverenin davalı ….’ın haksız rekabette bulunmasından doğan maddi ve manevi tazminat haklarından feragat ettiğine ilişkin herhangi bir delil dosyada yoktur. Davacı işverenin, davalı ….’ı işyerinde çalıştırmaya devam ettirmesinin ise maddi ve manevi tazminat istemlerinden feragat ettiği şeklinde yorumlanması mümkün değildir. Anılan sebeple, hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminat tutarlarından davalı …. da müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalıdır.
3-Mahkemece, davalı …’ın kişisel ticari faaliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle, anılan davalı bakımından davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki, davalı ….’nin ortağı olan davalı …., şirketi temsil ve ilzama yetkilidir. Dolayısıyla, davalı şirketin organı sıfatına haizdir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 50. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, organlar, kusurlarından dolayı ayrıca kişisel olarak sorumludurlar. Tüzel kişiliğin organı sıfatıyla hareket eden davalı ….’ın kusurlu olduğu sabittir. Dolayısıyla, hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminat tutarlarından davalı …. da müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalıdır.
4-Davalılarca yapılan yargılama giderleri bakımından hüküm sonucu tesis edilmemesi hatalıdır.
5-Kabule göre de, davalılar lehine hükmedilen vekalet ücretinin tespitinde, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 3/2. maddesinde düzenlenen “Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur.” şeklindeki hükmün gözardı edilmesi hatalı olmuştur.
Yukarıda yazılı sebeplerden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, davacı yararına takdir edilen 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıya, davalı yararına takdir edilen 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.