Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/29580 E. 2014/34627 K. 05.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/29580
KARAR NO : 2014/34627
KARAR TARİHİ : 05.12.2014

MAHKEMESİ : Silivri 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 22/03/2013
NUMARASI : 2011/778-2013/97

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin 2010 yılı Ekim ayı başından itibaren davalı yanında güvenlik görevlisi olarak çalışmaya başladığını, davalı tarafından iş sözleşmesinin 21.06.2011 tarihinde haklı sebep olmadan ve sebep de gösterilmeden feshedildiğini iddia ederek, ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-İhbar tazminatı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık söz konudur.
İhbar tazminatı, belirsiz süreli iş sözleşmesini haklı bir sebebi olmaksızın ve usulüne uygun bildirim süresi tanımadan fesheden tarafın, karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminattır.
İhbar tazminatı iş sözleşmesini fesheden tarafın karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminat olduğu için, iş sözleşmesini fesheden tarafın feshi haklı bir sebebe dayansa dahi, ihbar tazminatına hak kazanması mümkün olmaz.
Somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgelerden iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından ihbar öneli verilmek sureti ile geçerli sebeple feshedildiği anlaşılmaktadır.Böyle olunca mahkemece ihbar tazminatı isteğinin reddi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda da uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda, davacı aylık ücretinin 1.000,00 TL olduğunu iddia etmiş, davalı ise davacının ücretinin bordroda yazılı olduğu kadar olduğunu savunmuştur. Davalı tarafından davacı imzası bulunan ücret bordroları dosyaya sunulmuştur. Davacının meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler ve fiilen yaptığı iş gözönüne alınarak ve aksi ispat edilemeyen imzalı ücret bordrolarındaki ücretin esas alınması ve hesaplamaların bu ücretler üzerinden yapılması gerekirken yazılı olduğu şekilde karar veirlmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4-Taraflar arasında davacının fazla çalışma alacağına hak kazanıp kazanmadığı hususu da tartışmalıdır.
Somut olayda, davacı 18:00-08:00 saatleri arasında çalıştığını beyan etmiş, davalı taraf ise davacının çalışmalarının bordroda yazılı kadar olduğunu ve fazla çalışma ücretlerinin ödendiğini beyan etmiştir.
Dosyada mübrez bordrolara göre davacı, işe giriş ve çıkış tarihleri arasındaki ücretlerini imzalı bordrolar mukabilinde almıştır. Yargıtay içtihatlarına göre davacı, ihtirazi kayıt koymaksızın imzalamış olduğu bordrolarda yazan fazla mesaiden daha fazla çalıştığını ancak yazılı delille ispat edebilecektir. Bu nedenle, imzalı ücret bordolarında yer alan fazla çalışma süreleri, davacı yönünden bağlayıcı olduğundan, ve davacı tarafından aksi ispat edilemediğinden fazla mesai talebinin reddi yerine kabulü hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.