Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/2855 E. 2014/4463 K. 03.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2855
KARAR NO : 2014/4463
KARAR TARİHİ : 03.03.2014

MAHKEMESİ : İzmir 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 19/09/2013
NUMARASI : 2013/409-2013/388

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde 12.07.2004-04.01.2010 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin haklı neden olmadan feshedildiğini, kendisine ödenmeyen kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkili şirkette çalışmakta iken rakip şirketlerle görüştüğü, görüşmelerinde adı geçen firmalardan teklif alıp iş yaptığının anlaşıldığını, yapılan araştırmada söz konusu firmalardan iş karşılığı maaş aldığının tespit edildiğini, davacının bu davranışının sözleşme ve kanun hükümlerine aykırı olması sebebiyle iş akdinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II-e maddesi uyarınca haklı olarak feshedildiği gerekçesi ile davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davalı işverenin, feshin haklı nedene dayanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından yapılan temyiz incelemesinde davacının davranışının haklı neden oluşturduğu ancak feshin hak düşürücü sürede yapılıp yapılmadığı hususu araştırılmadığı gerekçe gösterilerek kararın bozulmasına hükmedilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulması sonrası haklı feshin makul süre içinde yapıldığı gerekçesi ile davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında feshin hak düşürücü sürede yapılıp yapılmadığı konusunda uyuşmazlık söz konusudur.
İşçi veya işveren bakımından haklı fesih nedenlerinin ortaya çıkması halinde, iş sözleşmesinin diğer tarafının sözleşmeyi haklı nedenle fesih yetkisinin kullanılma süresi sınırsız değildir. Bu bakımdan 4857 İş Kanunu’nun 26. maddesinde işverenin öğrendiği tarih ve olayın gerçekleştiği tarih başlangıç esas alınmak üzere iki ayrı süre öngörülmüştür. Bu süreler içinde fesih yoluna gitmeyen işçi ya da işverenin feshi, haklı bir feshin sonuçlarını doğurmaz. Bu süre, feshe neden olan olayın diğer tarafça öğretilmesinden itibaren altı iş günü ve herhalde fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren bir yıl olarak Kanunda belirlenmiştir.
Altı iş günlük süre işçi ya da işverenin haklı feshe neden olan olayı öğrendiği günden itibaren işlemeye başlar. Olayı öğrenme günü sayılmaz ve takip eden iş günleri sayılarak altıncı günün bitiminde haklı fesih yetkisi sona erer.
Somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davalının feshe konu eylemi 05.01.2010 tarihinde öğrendiği, fesih tarihinin 14.01.2010 olduğu anlaşılmıştır. Davalının fesih nedenini öğrendiği tarihten itibaren altı iş günlük hak düşürücü süre içinde iş sözleşmesini feshetmediği anlaşıldığından feshin geçerli nedenle yapıldığı ve buna göre davacının kıdem ve ihbar tazminatı isteklerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda belirtilen sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine kesin olarak 03.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.