Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/28460 E. 2014/30329 K. 05.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/28460
KARAR NO : 2014/30329
KARAR TARİHİ : 05.11.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 6. İş Mahkemesi
TARİHİ : 03/09/2014
NUMARASI : 2012/691-2014/501

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, boşta geçen süre ücret ve diğer haklar ile işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminatın belirlenmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının usulsüz satışlar yapmak suretiyle doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunduğunu, şirketi zarara soktuğunu, haksız prim kazancı elde etmesi sebebiyle iş sözleşmesine haklı sebeple son verildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak, işverence fesih işleminde ve bozma ilamında belirtilen hususlarda kampanya şartlarının neler olduğu, bir kişiye kampanya kapsamında kaç cihaz verileceği, VİP müşteri kriterlerinin neler olduğu, davacı tarafından birden fazla cihaz verildiği iddia edilen kişilerin ödeme yapıp yapmadıkları, işlerinin ne olduğu, VİP abone kapsamında olup olmadıkları, davacının hatalı olduğu belirtilen uygulamalarının diğer çalışanlarca da uygulanıp uygulanmadığı, uygulanmış ise bu çalışanlara ne gibi işlemler yapıldığı, hususlarında somut ve denetime elverişli belge ve kayıtların sunulmadığı, fesih işleminin haklı ve geçerli olduğu, ayrıca feshin son çare olarak uygulandığı hususlarının usulüne uygun olarak kamtlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, kanuni süresi içinde, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı söz veya davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı Kanun’un 25. maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere kanundaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır.
Dosya içeriğinden, davacının 27.08.2007-07.12.2009 tarihleri arasında VİP uzman satış yöneticisi olarak çalıştığı, iş sözleşmesinin 07.12.2009 tarihli fesih bildirimi ile davacının, Ekim 2008-Mart 2009 döneminde VİP müşteriler taahhüt ve karşılığı VİP müşterilere yaptığı i-phone cihaz tahsislerinde, kampanya kapsamında cihaz verdiği ve VİP abone yaptığı kişileri, mesleki ve sosyal durumlarını teyid etmeden ve temayülleri gözardı ederek VİP abone statüsüne aldığı, Ö.. G.. isimli kişinin ödenmeyen faturalarına rağmen kendisine onyedi adet i-phone cihazını farklı tarihlerde verdiği, Ö.. G..isimli kişinin refere ettiği H..Y..isimli kişiye de tüm görülen risklere rağmen altı adet i-phone verdiği, B… İ…isimli kişiyi daha önce tanımaması ve referansı olmamasına rağmen sadece abonenin Aksaray’da oteli olduğu beyanına istinaden hiçbir işyeri/şirket belgesi talep etmeksizin oniki adet i-phone cihazı ile VİP bireysel hat verdiği, yapılan bu usulsüz VİP satışlar karşılığında söz konusu dönem içinde toplam 4.984,75 TL haksız prim kazancı elde ettiği, sebepleriyle usulsüz satışlar yapmak sureti ile doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunduğu, şirketi zarara uğrattığı belirtilerek disiplin kurulu kararı doğrultusunda 4857 sayılı Kanun’un 25/11. maddesi uyarınca tazminatsız olarak feshedildiği, işverence düzenlenen soruşturma raporunda, davacının altı farklı bireysel abone adına kırkaltı adet cihaz verdiği, bu hatlardan yirmiüç adeti için üretilen faturaların ilk aydan itibaren hiç ödenmediği, onaltı adeti hakkında kanuni takip süreci başlatıldığı, bir adedininde son faturası ödenmediğinden kısıtlandığı, adına VİP statüsünde onyedi adet hat açılarak onyedi adet cihaz verilen ancak hiçbir ödeme yapmayan Ö.. G..l isimli abone ile ilgili yapılan araştırmada kişinin yakın zamana kadar Ataşehir ilçesinde faaliyet gösteren Ş.. Emlak isimli emlak ofisinde satış danışmanı olarak çalıştığı, abone sözleşmesinde beyan ettiği telefonun bu işyerine ait olduğu, bu kişinin işyerinden ayrıldığı, kendisi ile telefonda görüşüldüğü, kendisinin şirkete abonelik başvurusu yapmadığını beyan ettiği, yüz yüze görüşmenin mümkün olmadığı, bu kişiye ödemelirini yapmamasına rağmen sonradan üç adet cihaz daha verildiği, adına VİP statüsünde altı adet hat açılarak altı adet cihaz verilen ancak hiçbir ödeme yapmayan H.. Y..isimli abone ile ilgili yapılan araştırmalarda bu kişiye ulaşılamadığı, bu kişiye Ö..G… isimli kişinin referans verdiği, adına VİP statüsünde oniki adet hat açılarak oniki adet cihaz verilen ancak her bir hat için ayrı ayrı kanuni takip başlatılan Birhan İplikçi isimli abone ile ilgili yapılan araştırmada kendisinin klüp işlettiğinin öğrenildiği, bu konuda bu kişinin sonradan şirkete dönüş yapmadığı, bu kişiye referans olduğu belirtilen kişinin bu kişiyi tanımadığını belirttiği, adına V1P statüsünde dört adet hat açılarak dört adet cihaz verilen ancak her bir hat için ayrı ayrı kanuni takip başlatılan G.. B..isimli abone ile ilgili yapılan araştırmada bu kişinin emlak ofisinde satış dafıışmanı olarak çalıştığının tesbit edildiği, kendisinin klüp işlettiğinin öğrenildiği, bu konuda bu kişinin sonradan şirkete dönüş yapmadığı, davacının bu işlemlerden maddi menfaat elde ettiğinin belirlenemediği, ancak 4.948,75 TL prim kazandığının tesbit edildiği, davacının savunmasında; B.. İ.. isimli kişiyi E..A..’in referansı ile tanıdığını, otel sahibi olduğunu, şirket sahibi olduğu için V1P müşteri statüsünde kabul ettiğini, yüksek fatura ödemesinden dolayı oniki adet cihaz verildiğini, G.. B..lu ile referans ile tanıştığını, emlak şirketinde yönetici olarak çalıştığını, yüksek fatura ödemesi sebebiyle V1P abone olarak değerlendirdiğini beş adet i-phone verdiğini, Ö..G.. isimli kişiyi E.. A.. referansı ile tanıdığını, emlakçı olduğu için VIP olarak değerlendirdiğini, onsekiz adet i-phone verdiğini, H.. Y..isimli kişiyi Ö..G.. referansı ile tanıdığını, emlakçı olduğu için VIP olarak değerlendirdiğini, altı adet i-phone verdiğini, kampanya kapsamında bir kişiye kaç adet cihaz verileceğinin yazılı olarak bildirilmediğini, kampanya şartlarını bildiğini, amirince e-posta gönderilinceye kadar cihaz sayısı ile ilgili bilgi verilmediğini, cihazların yöneticinin onayıyla verildiğini, Ö.. G..’ün Ataköy’de tanınan bir emlakçı olduğunu, kredi kartı limiti dolu olduğu için ödemeyi bir ay içinde nakit yapacağını belirttiğini, H…Y..ın Ö.. G..’ün ortağı olarak tanıdığını, Ömer gibi ödeme yapmayacağını düşünmediğini, kredi kartına ödeme talimatı karşılığında abone yapıldığını beyan ettiği, ilk kararın Dairemizce, “…Somut olayda, kampanya şartlarının neler olduğu, bir kişiye kampanya kapsamında kaç cihaz verileceği, VIP müşteri kriterlerinin neler olduğu, davacı tarafından birden fazla cihaz verildiği iddia edilen kişilerin ödeme yapıp yapmadıkları, işlerinin ne olduğu, VIP abone kapsamında olup olmadıkları, davacının hatalı olduğu belirtilen uygulamalarının diğer çalışanlarca da uygulanıp uygulanmadığı, uygulanmış ise bu çalışanlara ne gibi işlemler yapıldığı araştırılarak sonuca gidilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirir.” gerekçesiyle bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyulduğu anlaşılmıştır.
Somut olayda, feshe konu kampanyada, bir kişiye kaç telefon verileceği çalışanlara yazılı olarak bildirilmemiş ise de işverence yapılan soruşturmada alınan beyanlara göre, şahıslara iki adet telefon verilebileceğinin sözlü olarak bildirildiği, VİP konumundaki müşterilerin şirket sahipleri ve üst düzey şirket yöneticileri olduğu, davacının birden fazla telefon verdiği kişilerin hepsinin şirket sahibi olduğu belirtilmişse de, işlemlerin şirket adına değil şirket sahibi oldukları iddia edilen kişiler adına yapıldığı ve bu kişilerin şirket sahibi veya üst düzey yöneticisi olduğuna dair belgelerin davacı tarafından sunulmadığı, bu müşterilerden bir kısmının borçlarını ödemedikleri, kampanya kapsamında, diğer çalışanlarca da aynı müşteriye birden fazla telefon verildiği ancak bu müşterilerin ödemelerinde bir sıkıntı olmadığı gibi diğer personelin işlemlerinde bir eksiklik bulunmadığı hususunun soruşturma raporunda belirtildiği görülmektedir. Bu durumda davacının, VİP müşterilere uygulanan kampanyadan yararlanacak müşterileri belirlerken, belgelere dayalı olarak çalışmaması ve sözlü beyanlara dayalı olarak işlem yapmasına yönelik eyleminin, işverence davacının işlemlerinin onaylarına dair belgeleri sunmaması da dikkate alındığında, 4857 sayılı Kanun’un 25/11. maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında sözleşmeye aykırı davranışlar niteliğinde olduğu, iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedilmesi şartlarının oluştuğu gözetilmeden davanın reddi yerine kabulüne yönelik yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı İş Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-) Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK, ORTADAN KALDIRILMASINA,
2- )Davanın REDDİNE,
3) Harç peşin alındığından, yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-)Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 750,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-)Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 05.11.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.