Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/28330 E. 2014/30328 K. 05.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/28330
KARAR NO : 2014/30328
KARAR TARİHİ : 05.11.2014

MAHKEMESİ : Gebze 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 13/03/2014
NUMARASI : 2013/819-2014/32

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, iş sözleşmesinin geçerli ve haklı sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, boşta geçen süre ücret ve diğer haklar ile işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminatın belirlenmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacıya iş güvenliği konularında eğitim verildiğini, davacının buna rağmen, yükleme yapan vince sapancılık görevini yaparken sapancı olarak kesinlikle yapmaması gereken şekilde vinç kancasına asılarak istif üzerine çıkmak istediğini, vinç kancasından düşmesi sonucu iş kazası geçirdiğini, iş kazası sebebiyle 26.09.2010 tarihinden 10.07.2011 tarihine kadar istirahatli kaldığını ve bu tarihten sonra kendisine, bir yıl süre ile ağır işlerde çalışması uygun değildir raporu verildiğini, davacının 10.07.2011 tarihinde işbaşı yapması üzerine savunmasının alındığını, davacının savunmasında kancaya tutunmadığını, eldiveninin kancaya takıldığını belirttiğini ancak davacının beyanlarının doğru olmadığını, vinç kancasına bilerek ve isteyerek tutunduğu tespit edilen davacının, disiplin kurulu kararı ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II. (ı) maddesi gereğince iş sözleşmesinin feshine karar verildiğini, iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak, Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 2012/2048 esas, 2012/18282 karar sayılı ilamında belirttiği hususlarda araştırma yapıldığından direnme kararı verildiği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı gereğince direnme yolunun kapalı olduğu ve Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamına uyulmasının uygun olacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık iş sözleşmesinin işverence haklı sebebe dayalı olarak feshedilip feshedilmediği noktasındadır.
4857 sayılı Kanun’un 25/II. maddesinde, “Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri sayılarak, sayılan sebepler ve benzeri hallerde iş sözleşmesinin işverence haklı sebebe dayalı olarak feshedilebileceği düzenlenmiştir.
Dosya içeriğinden, davacının 27.08.2009-28.07.2011 tarihleri arasında davalı işverene ait işyerinde sapancı olarak çalıştığı, iş sözleşmesinin 28.07.2011 tarihli fesih bildirimi ile “…Disiplin kurulunun ilgili kararına istinaden 26.09.2010 tarihli iş kazası olayında davacının vince tutunmadığını işini yaparken kancanın eldivenine takıldığını ifade etse de görüntü kayıtlarında vinç kancasına isteyerek tutunduğunun görülmesi sebebiyle toplu iş sözleşmesi eki iç yönetmeliğin 37. maddesinin 35. bendine göre 28.07.2011 tarihi itibariyle tazminatsız olarak feshedildiği…”, davacının savunmasında “…Olay günü yüksekliği beş metre olan demir istifinin üzerinde bulunduğunu, bu istiften demir paketlerini vinç kancalarına taktığını, vincin bu demir paketlerini kamyona yüklediğini, kamyon üzerindeki görevlininde kancaları çözdüğünü, bu şekilde çalıştığını, bir ara kancasını takıp gönderdiği, paketin boşaltılmadığını gördüğünü, burada çalışan kişinin diğer kamyona geçtiğini, onun bu kamyona geçmesi uzun süre alacağından aşağı inip kamyona çıkarak kancaları çözdüğünü, vinç öperatörüne vira kaldır komutu verdiğini, vinç traversinin yukarı doğru çıkarken orta çengellerin demir çubuk paketindeki tellere takıldığını, kendisinin bunu kurtarmaya çalışırken vinç kancasının elindeki eldivenin bileğine geçen kısmına takıldığını, kurtarmaya çalıştığını ancak kurtaramadığını, bu sırada vinç operatörünün görüş açısı dışında olduğunu, bağırdığını ancak sesini duyuramadığını, bir miktar yükseldikten sonra kancadan kurtularak aşağı düştüğünü,…” beyan ettiği, iş kazası formunda, davacının 26.09.2010 tarihinde, araç yükleme esnasında kancaları çözüp vinç kancalarına asılı vaziyette istif üzerine çıkmak isterken araç üstüne oradanda yere düşmesi sonucu yaralandığının belirtildiği, 11.05.2011 tarihli sağlık raporunda, davacının iş kazası sonucu opere L1 burs fraktörü enterior C.. füzyon rahatsızlığı sebebiyle 26.09.2010-10.07.2011 tarihleri arasında raporlu olduğunun, bir yıl süreyle ağır işlerde çalışmasının uygun olmadığının bildirildiği, disiplin kurulunun 21.07.2010 tarihli kararında, davacının karıştığı 26.09.2010 tarihli iş kazasında, vince tutunmadığını, işini yaparken kancanın eldivenine takıldığını ifade etsede görüntü kayıtlarında vinç kancasına isteyerek tutunduğunun göründüğü belirtilerek, toplu iş sözleşmesi eki iç yönetmeliğin 37. maddesinin 35. bendine göre işten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, mahkemece verilen ilk karar Dairemizce , “….Somut olayda, feshe konu olayın oluşunu gösteren CD. görüntüleri işverenden getirtilerek, iş kazası ile ilgili Sosyal Güvenlik Kurumu belgeleri, varsa müfettiş raporu ve işyeri belgeleri toplanarak tarafların kusur durumu belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.” gerekçesiyle bozulduğu, mahkemece bozma ilamına direnildiği,direnme kararının Hukuk Genel Kurulunca, “….mahkemece, Yargıtay Özel Daire bozma kararının kesin olduğu ve direnme yolunun kapalı bulunduğu gözetilerek, Özel Daire bozma ilamına bu nedenle uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” gerekçesiyle bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyulduğu görülmektedir. Dairemizce yapılan bozma ilamında belirtilen hususlar araştırılmayarak, bozma ilamının gereği yerine getirilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır.
Öte yandan mahkemenin, Anayasanın 141 ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesince, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi gerekirken, usule uygun gerekçeli karar yazmayarak, maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantının kurulmasına imkan tanımadığı gibi kararın doğruluğunun denetlenebilmesini de mümkün kılmadığı anlaşılmış olup, yazılı şekilde karar verilmesi yanlış olmuştur.
Yapılacak iş, feshe konu olayın oluşunu gösteren CD görüntüleri işverenden getirtilerek, iş kazası ile ilgili Sosyal Güvenlik Kurumu belgeleri, varsa müfettiş raporu ve işyeri belgeleri toplanarak, tarafların kusur durumunu belirlemek, taraflar arasında, iş kazasından doğan tazminat davasına ilişkin Gebze 3. İş Mahkemesinin 2012/123 esas sayılı dosyasındaki belgeler ve alınan raporlarda dikkate alınarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozma sebebidir.
O halde, davacınrın bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.