Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/27383 E. 2015/29937 K. 03.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/27383
KARAR NO : 2015/29937
KARAR TARİHİ : 03.11.2015

MAHKEMESİ : Ankara 11. İş Mahkemesi
TARİHİ : 13/05/2014
NUMARASI : 2012/549-2014/538

DAVA : Taraflar arasındaki, kıdem, ihbar tazminatı, hafta tatili, mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı sebeplerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 03.11.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına vekili Avukat Hakan Zeybek ile karşı taraf adına vekili Avukat Mecit Kaya geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesinin işverence feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin (III) numaralı bendinde, işçiyi işyerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya çıkması halinde, işverenin derhal fesih hakkının olduğu açıklanmıştır.
İş sözleşmesinin zorlayıcı sebeplerle 4857 sayılı Kanunu’nun 25/III. bendi uyarınca feshi halinde, işverenin bildirim şartına uyma ya da ihbar tazminatı ödeme yükümlülükleri bulunmamaktadır. Ancak, mülga 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca kıdem tazminatının ödenmesi gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, davacının iş sözleşmesi, işverence keşide edilen 17.06.2011 tarihli fesih bildirimi ile Libya’da meydana gelen olaylar sebebiyle oluşan şartların çalışma imkanını ortadan kaldırdığı gerekçesiyle 4857 sayılı Kanun’un 25. maddesinin (III) numaralı bendi uyarınca feshedilmiştir. Libya’da yaşanan olaylar ve akabinde başlayan iç savaş herkesçe bilinen vakıa niteliğinde olup, bu durum işçiyi işyerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebeptir. Bu halde, işveren feshi, 4857 sayılı Kanun’un 25/III. maddesi uyarınca haklı sebebe dayanmaktadır. Söz konusu madde uyarınca yapılan fesihte, işçiye kıdem tazminatı ödenmesi gerekmekte ise de, işverenin bildirim şartına uyması ya da ihbar tazminatı ödemesi yükümlülükleri yoktur. Davalı işverence de, davacıya kıdem tazminatı ödendiği belirtilmiş, ihbar tazminatına ise hak kazanılmadığı savunulmuştur. Davacının banka hesabı dökümlerinin incelenmesinden, fesih tarihinden sonra yapılan tazminat ödemesinin, “kıdem ve ihbar ödemesi” açıklamasıyla yapıldığı görülmekte ise de, davacının ihbar tazminatına hak kazanmadığı sabit olup, ödeme açıklamasında yer alan “ihbar” ifadesinin sehven yazıldığı anlaşılmaktadır. Anılan sebeplerle, davacının ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmeli; “kıdem ve ihbar ödemesi” açıklamasıyla yapılan tazminat ödemesinin tamamı davacının hak kazandığı kıdem tazminatından mahsup edilerek hüküm tesis edilmelidir. Mahkemece, açıklanan hususlara aykırı olacak şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
3-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, fazla çalışma süresinin tespitinde, çalışma saatlerinin 07:00-21:00 saatleri arasında olduğu kabul edilmiş ise de, Dairemizce temyiz incelemesi yapılan emsal dava dosyaları içerikleriyle birlikte, eldeki dosya kapsamının, işçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğu da nazara alınarak birlikte değerlendirilmesi neticesinde, davacının 07:00-18:00 saatleri arasında çalıştığı anlaşılmaktadır. Çalışma saatlerinin yazılı şekilde kabul edilmesi hatalı olmuştur.
Diğer taraftan, dosyaya sunulan iş sözleşmesinde, haftalık çalışma süresi kırksekiz saat olarak düzenlenmiştir. Bu halde, davacıya ödenen aylık ücret miktarının haftalık kırksekiz saat çalışma karşılığı belirlendiğinin kabulü gereklidir. Anılan sebeple, haftalık üç saatlik fazla çalışma karşılığı ücretin aylık ücret içerisinde ödendiği kabul edilerek, fazla çalışma ücreti alacağının değerlendirilmesi gerekirken, bu yönün nazara alınmaması da hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi