Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2014/26977 E. 2016/1085 K. 19.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/26977
KARAR NO : 2016/1085
KARAR TARİHİ : 19.01.2016

Y A R G I T A Y İ L A M I

MAHKEMESİ : Bodrum 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/06/2014
NUMARASI : 2007/29-2014/436

DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, prim ücret alacağı, ücret alacağı, yıllık izin, kötü niyet tazminatı, bakiye ücret, fazla meseai, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı işyerinde yabancılara taşınmaz satış sorumlusu olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin belirli süreli olmasına rağmen süresinden önce işverence haksız şekilde feshedildiğini ve yaptığı satışların primlerinin de ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile kötüniyet tazminatı, prim, izin, ücret, bakiye süre ücreti, fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, işi davacının bıraktığını ve mazeretsiz olarak işe devamsızlık yaptığını, davacının yaptığı satışların büyük bir kısmının iptal edilmesi sebebi ile prim alacağı ve diğer işçilik alacaklarının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı ve davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Somut olayda, davacının dava konusu alacakları 30.04.2010 tarihli dilekçesi ile ıslah ettiği ve ıslah harcını yatırdığı, ancak mahkemece kabul edilen alacaklar bakımından dava dilekçesinde talep edilen miktarların hüküm altına alındığı ve fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğu anlaşılmaktadır. Davacı, dava konusu alacakları ıslah edip harcını da yatırdığına göre, dava konusu alacaklar bakımından ıslah dilekçesine göre karar verilmesi gerekirken, ıslah dilekçesi dikkate alınmadan sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Hüküm altına alınan izin, ücret ve prim alacakları bakımından faize hak kazanmak için kural olarak işveren temerrüde düşürülmelidir. Temerrüt yoksa dava ve ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmelidir.
Somut olayda; davacı 11.12.2006 tarihli ve 25.12.2006 tarihinde davalıya tebliğ edilen ihtarname ile dava konusu izin, ücret ve prim alacaklarının kırk sekiz saat içinde ödenmesini talep etmiştir. Dava dilekçesinde de dava konusu alacaklara temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesini talep etmiştir. Anılan ihtarname ile davalı işveren dava konusu alacaklar bakımından temerrüde düşürülmüş olup; izin, ücret ve prim alacaklarına temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi de hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4-Mahkemece, bakiye süre ücretinin reddedildiği ve ödenmeyen ücret alacağının hüküm altına alındığı dosya kapsamı ile gerekçeli karardan anlaşılmaktadır. Hüküm fıkrasının “e” bendine fesih tarihine kadarki bakiye ücretin reddedildiğinin yazılmış olması her zaman mahallinde düzeltilebilecek maddi hata niteliğinde olup ayrıca bozma sebebi yapılmamıştır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 19.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.